Examples of using "Llevó" in a sentence and their turkish translations:
O bütün akşam sürdü.
O uzun sürmedi.
Bu zaman aldı.
O bizi istasyona götürdü.
Yanına bir şemsiye almadı.
O, planı gerçekleştirdi.
bu durum beni düşündürdü,
Akıntıya kapıldılar.
Bunu düşünüp anlamam çok uzun sürdü.
Dün beni parka götürdü.
Biri çantamı aldı götürdü.
O, gösterişsiz bir hayat sürdü.
O bizi hayvanat bahçesine götürdü.
Bu tabloyu kendi başına taşıdı.
Onu düzeltmek birkaç saatimi aldı.
Tom Mary'yi yanında götürdü.
- Mutlu bir hayat yaşadı.
- O mutlu bir hayat yaşadı.
Tom bavulları benim için taşıdı.
Kim gelini verdi?
Bir şey bir diğerine yol açtı.
O onu göle götürdü.
O onu hayvanat bahçesine götürdü.
Sorunun çözümü beş dakikamı aldı.
Atina'da varmak iki saatimizi aldı.
Tehlikeli sularda dolaşıyor.
- Senin nasihatın beni başarıya götürdü.
- Senin nasihatından dolayı başarabildim.
- Bana verdiğin nasihattan dolayı başarabildim.
Çalışkanlık onu başarıya götürdü.
Tom yürüyerek Kate'in evine gitti.
Seni bu sonuca götüren nedir?
Rüzgarla şapkam savruldu.
O, planı gerçekleştirdi.
Teyzem mutlu bir hayat yaşadı.
Tom Mary'yi akşam yemeğine götürdü.
Tom, Mary'yi eve götürdü.
Babam bizi hayvanat bahçesine götürdü.
O beni istasyona götürdü.
O, lüks bir hayat sürdü.
O onları oraya arabayla götürdü.
Tom, Mary'yi hastaneye götürdü.
Tom'u kimin götürdüğünü biliyorum.
O, klarnetini ayarlattı.
Hırsız çantamla kaçtı.
Hamala valizimi taşıttım.
Annem beni parka götürdü.
O onu mağazaya götürdü.
Hırs onu cinayete sürükledi.
Bir kelime, diğerine yol açtı.
Fadıl, Leyla'yı eve getirdi.
Tom atları ahıra götürdü.
Sami parayı bankaya götürdü.
Beni kulise götürdü.
yanlış bir şeyler vardır.
Eğer küresel ısınmayı kontrol altında tutamazsak
Peki bu sefer değişen şey neydi?
bir dişi kurt o çocuğu aldı
Bill erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.
Hikaye onu ağlattı.
Yangını söndürmek uzun bir süre aldı.
O, masa örtülerini çamaşırhaneye götürdü.
İşi bitirmek bir haftasını aldı.
Tom bir şey içmek için Mary'yi dışarı çıkardı.
Valizlerimi toplamak uzun zamanımı aldı.
O beni araçla eve götürdü.
Bu kitabı çevirmek için ne kadar zamana ihtiyacın vardı?
Mektubu yazmak üç saatimi aldı.
Bu kitabı yazmak üç yılımı aldı.
Tom, Mary'yi istasyona götürdü.
Tom çocukları parka götürdü.
Tom Mary'yi eve geri getirdi.
Tom ailesini hayvanat bahçesine götürdü.
Tom tamir edilmesi için bilgisayarını içeri götürdü.
Tom Mary'yi arabayla götürdü.
Oradan Arica'ya gitti. Burada 40 kalıp gümüşe el koydu.
gerçekten Amerika'ya Müslümanları almadı
Neler olduğunu anlamam birkaç saniye sürdü.
Ve onu alıp puslu ormanın derinliklerine götürdü.
İşi bitirmek onun bütün öğleden sonrasını aldı.
Yeteneği onu zirveye taşıdı.
Tom eve biraz yiyecek götürdü.
Tom çocukları yatağa koydu.
Bizim kaz pişiriliyor.
Tom, kızı Mary'yi okula götürdü.
Bill, küçük erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.
O diplomatik misyonunu başarıyla gerçekleştirdi.
Tom Mary'yi bir İtalyan restoranına götürdü.
Sırlarını mezara götürdü.
Fadıl, Leyla'yı terk edilmiş bir eve götürdü.
Leyla, kızını okula götürdü.
onu devleti yönetmeye taşıyan formülü oluşturdu
Valdés adında bir İspanyol fatihine dayanıyor,
Sadece o sözcükleri söyleyebilmek yıllarımı aldı.
Bir otobüs bizi havaalanından şehre götürdü.
Toplantı geçen hafta yapıldı.
Tom Mary'yi spor arabasıyla evine götürdü.