Translation of "Juzgar" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Juzgar" in a sentence and their turkish translations:

No puedo juzgar.

Yargılayacak kişi ben değilim.

No me pudieron juzgar.

Onlar beni yargılayamadı.

No te voy a juzgar.

Seni yargılamayacağım.

¿Quién eres tú para juzgar?

Kimi yargılayacaksın?

Sabía que alguien escuchando sin juzgar

Biliyordum ki beni yargılamadan dinleyen biri

Aún es muy pronto para juzgar.

Söylemek için hâlâ çok erken.

A juzgar por su acento, es de Kansai.

Aksanına bakarsak, o Kansai'li.

No debes juzgar a un hombre por su apariencia.

Bir insanı görünüşü ile yargılamamalısın.

No deberíamos juzgar a la gente por su apariencia.

İnsanları görünüşleriyle yargılamamalısın.

No deberías juzgar a una persona por su apariencia.

Bir insanı görünüşüyle yargılamamalısın.

No se puede juzgar un libro por la tapa.

Bir insanı görünüşüne göre yargılama.

Nunca debemos juzgar a la gente por su aspecto.

İnsanları görünüşlerine göre yargılamamalıyız.

No deberías juzgar a una persona sólo por su apariencia.

Bir insanı sadece görünüşü ile yargılamamalısın.

A juzgar por su expresión, él está de mal humor.

Onun ifadesine bakılırsa, o kötü bir ruh hali içinde.

A juzgar por cómo está el cielo, va a llover pronto.

Gökyüzüne bakılırsa yakında yağmur yağacak.

A juzgar por todo, las acciones de ellos no dieron frutos.

Görünüşe bakılırsa, onların eylemleri işe yaramadı.

No puedes juzgar a una persona si no la conoces bien.

İyi tanımıyorsan, bir kişiyi yargılayamazsın.

A juzgar por la apariencia del cielo, hará buen tiempo mañana.

Gökyüzünün görünüşüne bakılırsa yarın hava iyi olacak.

Los verdaderos artistas no desprecian nada; ellos se esfuerzan por entender en lugar de juzgar.

Gerçek sanatçılar hiçbir şeyi küçümsemez; onlar kendilerini yargılamak yerine anlamak için zorlarlar.

Porque Dios no ha enviado a su Hijo al mundo para juzgar al mundo, sino para que el mundo se salve por él.

Tanrı, Oğlunu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi; dünya onun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi.

- Antes de criticar a un hombre, deberías siempre ponerte antes en su lugar.
- Antes de juzgar a alguien probá primero caminar un día con sus zapatos.

Bir insanı eleştirmeden önce her zaman kendini onun yerine koymalısın.