Examples of using "Juzgar" in a sentence and their turkish translations:
Yargılayacak kişi ben değilim.
Onlar beni yargılayamadı.
Seni yargılamayacağım.
Kimi yargılayacaksın?
Biliyordum ki beni yargılamadan dinleyen biri
Söylemek için hâlâ çok erken.
Aksanına bakarsak, o Kansai'li.
Bir insanı görünüşü ile yargılamamalısın.
İnsanları görünüşleriyle yargılamamalısın.
Bir insanı görünüşüyle yargılamamalısın.
Bir insanı görünüşüne göre yargılama.
İnsanları görünüşlerine göre yargılamamalıyız.
Bir insanı sadece görünüşü ile yargılamamalısın.
Onun ifadesine bakılırsa, o kötü bir ruh hali içinde.
Gökyüzüne bakılırsa yakında yağmur yağacak.
Görünüşe bakılırsa, onların eylemleri işe yaramadı.
İyi tanımıyorsan, bir kişiyi yargılayamazsın.
Gökyüzünün görünüşüne bakılırsa yarın hava iyi olacak.
Gerçek sanatçılar hiçbir şeyi küçümsemez; onlar kendilerini yargılamak yerine anlamak için zorlarlar.
Tanrı, Oğlunu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi; dünya onun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi.
Bir insanı eleştirmeden önce her zaman kendini onun yerine koymalısın.