Examples of using "Aún" in a sentence and their turkish translations:
Daha iyi bile olacaksın.
Hala?
O hala bir yük millet, hala bir yük.
Daha ölmek istemiyorum.
Hâlâ hatalısın.
hatta daha çok yaklaşmalarını istiyorum.
Daha da kötüsü,
Dişi hâlen kararsız.
henüz bilinmemekte
Hâlâ umut var.
Bu henüz işe yaramıyor.
Seni hâlâ seviyorum.
Hâlâ zaman var.
Hâlâ birlikteyiz.
Bu hâlâ yükseliyor.
Sen hâlâ uyanık mısın?
Beni hâlâ tanıyor musun?
Hâlâ gençsin.
- Hâlâ uykuluyum.
- Hâlâ uykum var.
Hayır, henüz değil.
Hâlâ senden nefret ediyorum.
- Daha bir şey görmedin ki.
- Henüz bir şey görmedin.
- Sen daha ne gördün ki?
Bitirmedim.
hiç beklemiyordum.
Hatta hâlâ yaşıyor, bakın.
hâlâ önümüzde.
Hâlâ bayağı ayakta olan bir dünya. Zimbabve.
İkimiz de hâlen güçlüyüz.
Hâlâ öyle.
veya bulunup bulunmadığı bilinmiyordu daha
ve hala ayakta
Tunguska hala gizemini koruyor
Hala imkansız görüyor musunuz acaba?
Hâlâ geceydi.
Ben henüz hazır değilim.
- Henüz hazır değiliz!
- İşimiz bitmedi daha.
O hâlâ hayatta mıdır?
O hala bakire.
O onu hâlâ seviyor.
Henüz bitmedi.
Tatlım hâlâ meşgulüm.
Daha ne yapabilirim?
Sana hâlâ yardım etmek istiyoruz.
- O hâlâ hayatta.
- O hâlâ yaşıyor.
Daha iyi bir şeyimiz var.
Henüz çocuğum yok.
O henüz boyanmadı.
- O hâlâ hayatta.
- O hâlâ yaşıyor.
Ona hâlâ inanamıyorum.
Tom hâlâ orada.
Onu henüz kaldırma.
Hâlâ bir şey görmüyorum.
Hâlâ üzgün görünüyorsun.
Henüz açık değiliz.
Hâlâ Boston'da mısın?
Henüz orada değiliz.
Hala buna inanmıyorum.
Hâlâ Tom'u seviyor musun?
Şimdilik hiç yorum yok.
- Henüz yorumlar yok.
- Henüz hiçbir yorum yok.
O hâlâ bir kız.
Tom hâlâ bir öğretmen midir.
- Henüz hiçbir şeyim yok.
- Hâlâ bir şeyim yok.
Hala yatakta.
Henüz hazır değil.
- O onu hâlâ seviyor.
- Hâlâ onu seviyor.
- Hala bana kızgın mısın?
- Bana hâlâ kızgın mısın?
Tom hala küçük bir çocuktur.
Gömleğim henüz kuru değil.
ve biz hâlâ uyum aşamasındayız.
Dahası, rahatsızlıkları düzenlenebilir hâle geliyor:
ama bir o kadar da gerçek.
Ama yine de bundan fazlasıyla etkilendim.
Kalp hastalıkları yine de ilerledi.
çok daha yaratıcı olabilecekler.
yinede Bağdatta İslamın kalbiydi.
Fakat bu sürü pek başarılı değil.
Hâlâ çok uzakta.
daha da kötüleri olmakta,
daha da ilginç bir durum ise şu
Ahenksiz şarkı söylesen bile, bize katıl.
Hala çalışıyorken bunu satmam gerekir.
Hâlâ bir sürü zamanımız kaldı.
Hâlâ boş birkaç oda vardı.
Hayır, henüz gitme.
Yağmur yağsa bile, yarın başlayacağım.
Anne babamın ikisi de halen yaşıyor.
O henüz gelmedi.
Hala İskoçya'da mısın?
Tom hâlâ cezaevinde.
- Dereyi görmeden paçaları sıvama.
- Son kozu oynamadan önce her şey bitmiş sayılmaz.
Numaran hala aynı mı?
Onu henüz yapmadım.
İşim henüz tam değildir.
Onlar henüz varmadılar.
O günlerde telsiz yoktu.