Translation of "Aún" in Turkish

0.027 sec.

Examples of using "Aún" in a sentence and their turkish translations:

- Estarás aún mejor.
- Estarán aún mejor.
- Estará aún mejor.

Daha iyi bile olacaksın.

- ¿Aún?
- ¿Todavía?

Hala?

Aún es equipaje, gente, aún es equipaje.

O hala bir yük millet, hala bir yük.

- No quiero morir aún.
- Aún no quiero morir.

Daha ölmek istemiyorum.

- Aún estás equivocado.
- Aún no tienes la razón.

Hâlâ hatalısın.

Aún más cerca.

hatta daha çok yaklaşmalarını istiyorum.

Más grave aún,

Daha da kötüsü,

Aún está indecisa.

Dişi hâlen kararsız.

Aún no conocido

henüz bilinmemekte

Aún hay esperanza.

Hâlâ umut var.

Aún no funciona.

Bu henüz işe yaramıyor.

Aún te amo.

Seni hâlâ seviyorum.

Aún hay tiempo.

Hâlâ zaman var.

Aún estamos juntos.

Hâlâ birlikteyiz.

Aún está subiendo.

Bu hâlâ yükseliyor.

¿Aún estás despierto?

Sen hâlâ uyanık mısın?

¿Me reconoces aún?

Beni hâlâ tanıyor musun?

Aún eres joven.

Hâlâ gençsin.

Aún tengo sueño.

- Hâlâ uykuluyum.
- Hâlâ uykum var.

No, aún no.

Hayır, henüz değil.

- Aún te odio.
- Aún te detesto.
- Todavía te odio.

Hâlâ senden nefret ediyorum.

- Aún no has visto nada.
- Aún no han visto nada.

- Daha bir şey görmedin ki.
- Henüz bir şey görmedin.
- Sen daha ne gördün ki?

Aún no he terminado.

Bitirmedim.

Seríamos aún más amigos.

hiç beklemiyordum.

Aún está vivo. Miren.

Hatta hâlâ yaşıyor, bakın.

Aún está ante nosotros.

hâlâ önümüzde.

Aún muy despierto. Zimbabue.

Hâlâ bayağı ayakta olan bir dünya. Zimbabve.

Ambos aún somos fuertes.

İkimiz de hâlen güçlüyüz.

Y aún lo es.

Hâlâ öyle.

O aún era desconocido

veya bulunup bulunmadığı bilinmiyordu daha

Y aún de pie

ve hala ayakta

Tunguska aún guarda misterio

Tunguska hala gizemini koruyor

¿Aún lo ves imposible?

Hala imkansız görüyor musunuz acaba?

Aún era de noche.

Hâlâ geceydi.

Aún no estoy listo.

Ben henüz hazır değilim.

¡Aún no hemos terminado!

- Henüz hazır değiliz!
- İşimiz bitmedi daha.

¿Él aún está vivo?

O hâlâ hayatta mıdır?

Ella aún es virgen.

O hala bakire.

Ella aún lo ama.

O onu hâlâ seviyor.

Aún no se termina.

Henüz bitmedi.

Cariño, aún estoy ocupado.

Tatlım hâlâ meşgulüm.

¿Qué puedo hacer aún?

Daha ne yapabilirim?

Aún te queremos ayudar.

Sana hâlâ yardım etmek istiyoruz.

Él aún sigue vivo.

- O hâlâ hayatta.
- O hâlâ yaşıyor.

Tenemos algo aún mejor.

Daha iyi bir şeyimiz var.

Aún no tengo hijos.

Henüz çocuğum yok.

Está sin pintar aún.

O henüz boyanmadı.

Ella aún sigue viva.

- O hâlâ hayatta.
- O hâlâ yaşıyor.

¡Aún no lo creo!

Ona hâlâ inanamıyorum.

Tom aún sigue ahí.

Tom hâlâ orada.

No quites eso aún.

Onu henüz kaldırma.

Aún no veo nada.

Hâlâ bir şey görmüyorum.

Aún pareces estar molesto.

Hâlâ üzgün görünüyorsun.

Aún no estamos abiertos.

Henüz açık değiliz.

¿Aún estás en Boston?

Hâlâ Boston'da mısın?

Aún no estamos allí.

Henüz orada değiliz.

Aún no lo creo.

Hala buna inanmıyorum.

¿Aún amas a Tom?

Hâlâ Tom'u seviyor musun?

No hay comentarios aún.

Şimdilik hiç yorum yok.

Aún no hay comentarios.

- Henüz yorumlar yok.
- Henüz hiçbir yorum yok.

Aún es una niña.

O hâlâ bir kız.

¿Tom aún es profesor?

Tom hâlâ bir öğretmen midir.

Aún no tengo nada.

- Henüz hiçbir şeyim yok.
- Hâlâ bir şeyim yok.

Aún sigue en cama.

Hala yatakta.

Aún no está listo.

Henüz hazır değil.

- Todavía le quiere.
- Ella aún le ama.
- Ella aún lo ama.

- O onu hâlâ seviyor.
- Hâlâ onu seviyor.

- ¿Aún sigues enojada conmigo?
- ¿Aún siguen enojadas conmigo?
- ¿Todavía estás enojado conmigo?

- Hala bana kızgın mısın?
- Bana hâlâ kızgın mısın?

- Tom aún es un niño pequeño.
- Tom aún es un cabro chico.

Tom hala küçük bir çocuktur.

- Mi camisa aún no está seca.
- Mi camisa aún no se seca.

Gömleğim henüz kuru değil.

Y aún tenemos que adaptarnos.

ve biz hâlâ uyum aşamasındayız.

Mejor aún, sus enfermedades mejoran.

Dahası, rahatsızlıkları düzenlenebilir hâle geliyor:

Y aún así, muy real:

ama bir o kadar da gerçek.

Aún así me conmovió esto.

Ama yine de bundan fazlasıyla etkilendim.

Su enfermedad cardíaca aún progresaba.

Kalp hastalıkları yine de ilerledi.

Podrán ser aún más creativos.

çok daha yaratıcı olabilecekler.

Aún era su corazón intelectual.

yinede Bağdatta İslamın kalbiydi.

Pero esta manada aún lucha.

Fakat bu sürü pek başarılı değil.

Aún es un largo trecho.

Hâlâ çok uzakta.

La situación es peor aún,

daha da kötüleri olmakta,

Aún más interesante es que

daha da ilginç bir durum ise şu

Aún si cantas desafinado, acompáñanos.

Ahenksiz şarkı söylesen bile, bize katıl.

Debería venderlo mientras aún funcione.

Hala çalışıyorken bunu satmam gerekir.

Aún tenemos tiempo de sobra.

Hâlâ bir sürü zamanımız kaldı.

Había varias habitaciones aún desocupadas.

Hâlâ boş birkaç oda vardı.

No, no te vayas aún.

Hayır, henüz gitme.

Partiré mañana aún si lloviera.

Yağmur yağsa bile, yarın başlayacağım.

Los dos padres aún viven.

Anne babamın ikisi de halen yaşıyor.

Ella aún no ha venido.

O henüz gelmedi.

¿Tú aún estás en Escocia?

Hala İskoçya'da mısın?

Tom aún está en prisión.

Tom hâlâ cezaevinde.

Aún no está todo perdido.

- Dereyi görmeden paçaları sıvama.
- Son kozu oynamadan önce her şey bitmiş sayılmaz.

¿Aún tienes el mismo número?

Numaran hala aynı mı?

Aún no lo he hecho.

Onu henüz yapmadım.

Mi trabajo aún está incompleto.

İşim henüz tam değildir.

Ellos no han llegado aún.

Onlar henüz varmadılar.

No había radios aún entonces.

O günlerde telsiz yoktu.