Translation of "Heredó" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Heredó" in a sentence and their turkish translations:

Tom heredó mucho dinero.

Tom bir sürü parayı miras aldı.

Tom heredó su riqueza.

Tom servetini miras olarak aldı.

Juan heredó una gran fortuna.

John büyük bir serveti miras olarak aldı.

Si un abuelo murió o heredó

yahu bir dedem ölse de miras kalsa

El primogénito heredó toda la propiedad.

En büyük oğlan bütün mülkiyetin varisi oldu.

Soult heredó un ejército desmoralizado y desorganizado.

Soult, morali bozuk, düzensiz bir orduyu miras aldı.

Él heredó el negocio de su padre.

Babasından işi miras aldı.

En esta película también, él heredó de América

bu filmde de Amerika'dan miras kalmıştı

La tierra se heredó del padre al hijo.

Toprak babadan oğula geçti.

Ella heredó los ojos azules de su madre.

O, annesinin mavi gözlerini miras olarak aldı.

Tom heredó todas las características de su padre.

Tom babasının tüm varlığını miras olarak aldı.

Al jubilarse su padre, él heredó el negocio.

Babasının emekliliği üzerine işi devraldı.

Él heredó algunas hectáreas de tierra del abuelo.

Dedesinden birkaç hektar arazi miras aldı.

Él acaba de trasladarse a un departamento que heredó de sus padres.

Ana babasından miras kalan bir apartmana henüz taşındı.

Tom compró un anillo compromiso para Mary con el dinero que heredó de su abuelo.

Tom büyükbabasından miras kalan parayla Mary için bir nişan yüzüğü aldı.

Implementar las órdenes de Napoleón; Soult también heredó un complejo sistema de personal diseñado por Berthier

Napolyon'un emirlerini uygulamaktı; Soult ayrıca Berthier'in kendi tasarladığı

No para el mando del ejército, como bien sabía. Cuando heredó brevemente el mando del Ejército de Italia en 1797,

, personel işi ve idaresi içindi . 1797'de kısa bir süre İtalya Ordusu'nun komutasını devraldığında,