Examples of using "Juan" in a sentence and their turkish translations:
John'un beş elması var.
John bir dedikoducu.
John benim en iyi arkadaşımdır.
John'ın dürüst olduğunu biliyorum.
John ve Mary birbirini seviyordu.
John büyük bir serveti miras olarak aldı.
João ve Maria geçen hafta ayrıldı.
John'un eli temiz.
- Ben 1976 yılından beri John'u tanırım.
- 1976'dan beri John'u tanıyorum.
John gözleri açık uyur.
John istediği her şeye sahip.
John Bill'den daha zeki.
1497 de, John Cabot Kanada'yı araştırdı.
Tom ve John her ikisi de kördür.
John gitar çaldı ve arkadaşları seslendirdi.
John ve Mary geçen hafta ayrıldılar.
John kitaplar satardı.
John, evin dışındaki bir başka kişidir.
John bir kızı çocuğu vardır.
Sanırım Juan María'yı seviyor.
Joe ve ben dün bir aslan gördük.
Tom Mary ve John'un arasında oturdu.
Tom'un babasının adı John'dur.
John, Fransızcayı iyi konuşamıyor.
Kütüphanede John'u gördüm.
Juan bu sabah havaalanına gitti.
John benim kardeşim değil, yeğenim.
- Juan Maria'nın kendi kız kardeşi olduğunu bilmiyor.
- Juan, Maria'nın kendi kızı olduğunu bilmiyor.
Tom Mary'ye John'un bazı fotoğraflarını gösterdi.
John Mary'ye biraz para verdi.
Juan'ın kız kardeşi Susan çok akıllı.
Tom John'un ölümü için Mary'yi suçluyor.
John, Tupi'nin Brezilya'da konuşulduğunu bilmiyordu.
John beni gördüğünde ben işyerine gidiyordum.
İsa'ya karşı simetrik oturan kişi Aziz John
Tom, John ve Mary'yi el ele tutuşurlarken gördü.
Tom, Mary ve John arasındaki kavgayı ayırmaya çalıştı.
John yanak plastik cerrahi geçirecek.
- Tom ve Mary her ikisi de John'un yaptıklarına şok oldular.
- Hem Tom hem de Mary John'un yaptıklarından şok oldular.
Juan'ın gömleği benimki kadar şık.
- Allah tarafından gönderilen bir adam geldi; onun adı Yahya'ydı.
- Tanrı'nın gönderdiği Yahya adlı bir adam ortaya çıktı.
Tom Mary'nin John için bir hediye almasını istedi.
John her gün beşten sonra eve gelir.
- Ben 1976 yılından beri John'u tanırım.
- 1976'dan beri John'u tanıyorum.
John onun cesetini yaktırdı ve külleri denize attı.
Tom Mary'nin John'u öptüğünü gördüğünde kendini kontrol edemedi.
John bilişim sistemlerinde eğitim aldı ama bilgisayarlarla çalışmaz.
John odaya girdiğinde Tom ve Mary öpüşmeyi durdurdu.
Mary'ye John'un numarasını Tom'un verdiğini düşündüm.
Tom Mary'yi John'u partiye davet etmesi için ikna etti.
John Mary'ye öğleden sonra alışverişe gitmek isteyip istemediğini sordu.
Tom, John'un yaptığını Mary'ye söylememeye karar verdi.
Tom Mary'yi seviyor fakat Mary John'u seviyor. İşleri daha ilginç hale getiren, John Alice'i seviyor fakat Alice Tom'u seviyor.
Tom erkek kardeşi John gibi olmak istiyordu.
John hızlı koşamayacak kadar çok şişman.
Onun, adı John olan bir oğlu var.
Tom, Mary'ye John'u sordu.