Translation of "Fingió" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Fingió" in a sentence and their turkish translations:

Fingió no estar lastimado.

O, yaralanmamış gibi davrandı.

Él fingió estar dormido.

O, uyuyor gibi yapıyordu.

Ella fingió estar enferma.

O, kendisinin hasta olduğuna inandırdı.

Tom fingió su muerte.

- Tom ölümünü tezgâhladı.
- Tom'un ölümü kendi tezgâhıydı.
- Tom'un ölümü kendi kurgusuydu.
- Tom kendini ölmüş gibi gösterdi.

Ella fingió tener problemas auditivos.

İşitme güçlüğü varmış gibi davrandı.

Tom fingió ser mi amigo.

Tom arkadaşım gibi davrandı.

Tom fingió que estaba enfermo.

Tom hasta olmuş numarası yaptı.

Tom fingió no tener miedo.

Tom korkmuyormuş gibi yaptı.

Tom fingió que estaba dormido.

- Tom uyuyormuş gibi yaptı.
- Tom uyuyor taklidi yaptı.

Tom fingió no haber oído nada.

Tom bir şey duymamış gibi davrandı.

Tom fingió que tenía un arma.

Tom bir silahı varmış gibi yaptı.

Ocultó sus sentimientos y fingió estar entusiasmado.

O duygularını sakladı ve istekliymiş gibi davrandı.

Ella fingió no saber nada al respecto.

- O konuda bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.
- O konuda hiçbir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

Tom fingió no saber a dónde ir.

Tom nereye gideceğini bilmiyormuş gibi davrandı.

Tom fingió que no sabía que hacer.

Tom ne yapacağını bilmiyormuş gibi davrandı.

Tom fingió entender el poema de Mary.

Tom Mary'nin şiirini anlamış gibi yaptı.

Tom cerró los ojos y fingió estar dormido.

Tom gözlerini kapadı ve uyuyor gibi davrandı.

Tom fingió que no tenía nada de dinero.

Tom hiç parası yokmuş gibi davrandı.

Tom fingió no entender lo que Mary estaba diciendo.

Tom Mary ne söylediyse anlamamış gibi yaptı.

Tom fingió que no sabía por qué estaba allí.

Tom onun niçin orada olduğunu bilmiyormuş gibi davrandı.

Tom fingió no saber nada acerca de la situación.

Tom durum hakkında bir şey bilmiyormuş gibi yaptı.

- Tom se hizo pasar por canadiense.
- Tom fingió ser canadiense.

Tom, Kanadalı'ymış gibi yaptı.

Cuando le pedí que devolviera el dinero, fingió no oírme.

Parayı ondan geri istediğimde beni duymamış gibi yaptı.

Educadamente, Tom fingió no notar que Mary había estado llorando.

Tom nezaketen Mary'nin ağlamasını görmemezlikten geldi.

Tom fingió no entender lo que Mary quería que hiciera.

Tom, Mary'nin onun yapmasını istediğini anlamamış gibi davrandı.

Tom fingió no saber que Mary le había robado el dinero.

Tom Mary'nin onun parasını çaldığını bilmiyormuş gibi yaptı.

Tom fingió que no le importaba que Mary saliera con John.

Tom Mary'nin John ile çıktığını umursamıyormuş gibi davrandı.

Tom fingió no haber visto hacer a Mary lo que hizo.

Tom Mary'nin yaptığı şeyi yaptığını görmedi numarası yaptı

Tom fingió no saber que lo que había hecho estaba mal.

Tom yaptığının yanlış olduğunu bilmiyormuş gibi davrandı.

Tom fingió que no sabía cómo llegar al colegio de Mary.

- Tom Mary'nin okuluna nasıl gidileceğini bilmiyormuş gibi davrandı.
- Tom Mary'nin okuluna nasıl gidileceğini bilmezlikten geldi.

Mary fingió estar enferma para no tener que ir a la escuela.

Mary okula gitmekten kaçınmak için hasta gibi davrandı.

Tom fingió que no le había dolido lo que había dicho Mary.

Tom Mary'nin söylediği incitmemiş gibi davranıyordu.

Le vi cuando volvía a casa, aunque él fingió no haberme visto.

Eve gelirken onu gördüm fakat o beni görmemiş gibi davrandı.

- Tom fingió no saber la respuesta.
- Tom hizo como si no supiera la respuesta.

Tom cevabı bilmiyormuş gibi davrandı.