Translation of "Everest" in Turkish

Está en el monte Everest.

Everest Dağı'nda.

¿Cuánta gente escaló el Monte Everest?

Kaç kişi Everest dağına tırmandı?

¿Alguna vez has escalado el Monte Everest?

Hiç Everest Dağına tırmandın mı?

El Monte Everest es conocido también como Qomolangma.

Everest Dağı, Qomolangma olarak da bilinir.

Una expedición británica conquistó el Everest en 1953.

Bir İngiliz keşif heyeti 1953'te Everest'i fethetti.

Durante dos décadas, escaló el Everest hasta 21 veces.

20 yıl boyunca Everest Dağı'na 21 kez tırmandı.

¿Qué significado tiene para nosotros Chomolungma (el monte Everest)?

Chomolungma veya "Everest Dağı" bizim için ne ifade ediyor?

Fue miembro de la expedición que escaló el Everest.

O, Everest dağına tırmanan araştırma ekibinin bir üyesiydi.

El Everest es la montaña más alta del mundo.

Everest dünyanın en yüksek dağıdır.

El monte Fuji no es tan alto como el Everest.

Fuji dağı Everest tepesi kadar yüksek değildir.

El monte Everest es el pico más alto del mundo.

- Everest Dağı dünyanın en yüksek zirvesidir.
- Everest dağı dünyanın en yüksek zirvesidir.

El Monte Everest es el pico más alto del mundo.

- Everest Dağı dünyanın en yüksek zirvesidir.
- Everest dünyanın en yüksek zirvesidir.

El Monte Everest es la montaña más alta del mundo.

Everest Dağı dünyadaki en yüksek dağdır.

La montaña más alta del mundo es el monte Everest.

Dünyanın en yüksek dağı Everest dağıdır.

Quien celebró una reunión de su gabinete en el monte Everest.

kabinesini Everest Dağı'nda toplamıştı.

Como el monte Everest representa a la diosa madre de las montañas,

Everest Dağı, Dağların Ana Tanrıçası olduğundan

No hay en el mundo ninguna montaña tan alta como el Everest.

Dünyada Everest dağı kadar yüksek başka bir dağ yoktur.

Tenzing dijo que me llevaría a la expedición del Everest en el 53.

1953 yılındaki Everest tırmanışına beni de yanında götüreceğini söyledi.

El monte Everest es más alto que cualquier otra montaña en el mundo.

Everest dağı dünyadaki herhangi bir diğer dağdan daha yüksektir.

Y a maratones en el Polo Norte y desde el Campamento Base del Everest.

Everest Ana Kampı'ndan Kuzey Kutbu maratonlarına.

En todos mis viajes, nunca he visto una montaña más hermosa que el monte Everest.

Tüm gezilerimde, hiç Everest'ten daha güzel bir dağ görmedim.

Hace muchos años, se le preguntó al gran explorador británico George Mallory, que iba a morir en el monte Everest,

Yıllar önce Everest Dağı'nda ölecek olan büyük İngiliz kaşif George Mallory'ye

En 1953, Sir Edmund Hillary y Tenzing Norgay Sherpa se convirtieron en los primeros en llegar a la cima del Everest.

1953 yılında, Sir Edmund Hillary ile Tenzing Norgay Sherpa, Everest'in zirvesine ayak basan ilk insanlar oldular.