Translation of "Eligió" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Eligió" in a sentence and their turkish translations:

¿Qué auto eligió Tom?

Tom hangi arabayı seçti?

Madre eligió esta cortina.

Annem bu perdeyi seçti.

Koko eligió el árbol.

Koko, ağacı seçti.

Sin embargo, Occidente eligió dormirse.

Bunun yerine Batı uyumayı seçti.

Él eligió el mejor libro.

O, en iyi kitabı aldı.

Él eligió a una buena esposa.

O, iyi bir karı seçti.

Ella eligió un vestido azul claro.

O açık mavi bir elbise seçti.

Él eligió cada palabra con cuidado.

O her kelimeyi dikkatle seçti.

Tom eligió ir a trabajar solo.

Tom işe yalnız gitmeyi seçti.

Ella eligió un vestido azul del armario.

Elbise dolabından mavi bir elbise seçti.

Al final ella eligió a otro gatito.

- Sonunda diğer kedi yavrusunu seçti.
- Sonunda başka bir yavru kedi seçti.

Tom eligió ignorar el comentario de Mary.

Tom Mary'nin yorumunu görmezlikten geldi.

Tom eligió no conducir a la casa.

Tom eve arabayla gitmemeyi seçti.

¿Qué quiero decir con que Occidente eligió dormirse?

Batı uyumayı seçti derken ne demek istiyorum?

Eligió al hombre equivocado con el que pelearse.

O kavga etmek için yanlış adamı seçti.

¿Por qué crees que Tom eligió ser psicólogo?

Niçin Tom'un bir psikolog olmayı seçtiğini düşünüyorsun?

Tom eligió el color para pintar nuestras oficinas.

Tom ofislerimizi boyamak için renk seçti.

Ella miró varios vestidos y eligió el más caro.

O birkaç elbiseye baktı ve en pahalı olanına karar verdi.

Ella miró algunos vestidos y eligió el más caro.

Birkaç elbiseye baktı ve en pahalı olanı seçti.

Tom eligió un libro interesante para que María lea.

Tom Mary'nin okuması için ilginç bir kitap çıkardı.

El 90% de la gente eligió la del color cálido.

İnsanların %90'ı ılık tonlu olanı seçti.

Tom pudo decirle a María la verdad, pero eligió no hacerlo.

Tom Mary'ye gerçeği söyleyebilirdi fakat söylememeyi tercih etti.

- Ella eligió el vestido más costoso.
- Ella escogío el vestido más caro.

En pahalı elbiseyi seçti.

Tom eligió vivir con su padre en vez de con su madre.

Tom, annesi yerine babası ile yaşamayı seçti.

Tom eligió pasar las Navidades con Mary en vez de con su familia.

Tom, Noel'i ailesi yerine Mary ile geçirmeyi seçti.