Translation of "árbol" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "árbol" in a sentence and their turkish translations:

- Planta un árbol por allí.
- Plantad un árbol por allí.
- Plante un árbol por allí.
- Planten un árbol por allí.
- Planta un árbol por allá.
- Plantad un árbol por allá.
- Plante un árbol por allá.
- Planten un árbol por allá.

Şuraya bir ağaç dikin.

- Atadlo a un árbol.
- Átalo a un árbol.

Onu bir ağaca bağla.

- El árbol es verde.
- El árbol está verde.

Ağaç yeşil.

- ¿Puedes subir al árbol?
- ¿Puedes trepar al árbol?

Ağaca tırmanabilir misin?

Bajaron del árbol.

Onlar ağaçtan indiler.

¡Bájate del árbol!

Ağaçtan in.

- Ella cayó del árbol.
- Ella se cayó del árbol.

O, ağaçtan düştü.

- Tom se bajó del árbol.
- Tom bajó del árbol.

Tom ağaçtan indi.

- Lo vi serruchando un árbol.
- Le vi serrando un árbol.

Onun bir ağacı kestiğini gördüm.

- El árbol obstruyó el camino.
- El árbol bloqueó la calle.

Ağaç yolu kapattı.

Este árbol podría funcionar.

Bu ağaç oldukça iyi olabilir.

Tumba, árbol, allá, aquí

Türbeye, ağaca, oraya, buraya

El árbol está recto.

Ağaç diktir.

El árbol es verde.

Ağaç yeşil.

Estoy lejos del árbol.

Ben ağaçtan uzağım.

¿Quién plantó el árbol?

Ağacı kim dikti?

Eso es un árbol.

O bir ağaç.

Esto es un árbol.

Bu bir ağaç.

¿Dónde está el árbol?

Ağaç nerede?

Estoy debajo del árbol.

Ağacın altındayım.

Koko eligió el árbol.

Koko, ağacı seçti.

Ella abraza un árbol.

Bir ağaca sarılıyor.

El árbol se cayó.

Ağaç düştü.

Choqué contra un árbol.

Bir ağaca çarptım.

Tom saltó del árbol.

Tom ağaçtan atladı.

Tom taló el árbol.

- Tom ağacı kesti.
- Tom ağacı keserek devirdi.

Tom bajó del árbol.

Tom ağaçtan indi.

- El árbol ha dejado de crecer.
- El árbol paró de crecer.

Ağaç büyümeyi durdurdu.

- Hay una banca debajo del árbol.
- Hay un banco debajo del árbol.

- Ağacın altında bir bank var.
- Ağacın altında bir sıra var.

...o acampamos en un árbol.

ya da ağaçta kamp kuracağız.

...o acampamos en un árbol. 

ya da ağaçta kamp kuracağız.

...o acampamos en un árbol.

ya da ağaçta kamp kuracağız.

Incluso este tipo de árbol,

bakmamız yeterli olur.

Se está quedando sin árbol.

Tırmanacak ağaç kalmadı.

La manzana cayó del árbol.

Elma ağaçtan düştü.

Cayeron algunas manzanas del árbol.

Bazı elmalar ağaçtan düştü.

El árbol creció muy alto.

Ağaç çok uzadı.

Tom se bajó del árbol.

Tom ağaçtan indi.

Este es un árbol limonero.

Bu bir limon ağacıdır.

Me gustaría dibujar un árbol.

Bir ağaç çizmek istiyorum.

Decoremos el árbol de Navidad.

Noel ağacını süsleyelim.

¿Cuántos años tiene este árbol?

Bu ağaç kaç yaşında?

Él se bajó del árbol.

O, ağaçtan indi.

El árbol tiene algunas naranjas.

Ağaçta birkaç portakal var.

Este árbol lleva frutos desagradables.

Bu ağaç tatsız meyveler taşıyor.

La ardilla trepó el árbol.

Sincap ağaca tırmandı.

Un árbol viejo da sombra.

Eski bir ağaç gölge sağlar.

La tormenta tumbó un árbol.

Fırtına bir ağacı devirdi.

Tengo que subir al árbol.

Ağaca tırmanmam gerekiyor.

Me escondí detrás del árbol.

Ağacın arkasına saklandım.

Se escondieron detrás del árbol.

Ağacın arkasına saklandılar.

Yo he plantado un árbol.

Ben bir ağaç diktim.

Ken se bajó del árbol.

Ken ağaçtan indi.

Estaba durmiendo bajo el árbol.

O, ağacın altında uyuyordu.

El gato trepó al árbol.

Kedi ağaca tırmandı.

¿Cuál es tu árbol favorito?

En sevdiğiniz ağaç nedir?

- Soy yo quien plantó este árbol.
- Yo soy el que plantó este árbol.

Bu ağacı diken benim.

- El ató al perro a un árbol.
- Él ató el perro a un árbol.

O, köpeği bir ağaca bağladı.

- Ha talado un árbol en el jardín.
- Él taló un árbol de su jardín.

O, bahçesindeki bir ağacı kesti.

- Su coche se chocó con un árbol.
- Su coche se estrelló contra un árbol.

Onun arabası bir ağaca çarptı.

- Descansé bajo la sombra de un árbol.
- Descansé a la sombra de un árbol.

Bir ağacın gölgesinde dinlendim.

Bien, probemos suerte con algún árbol.

Tamam, şimdi bu ağaçlardan biriyle şansımızı deneyelim.

Podemos usar algo como este árbol.

Bu ağaç gibi bir şeyi kullanabiliriz.

Cuerda. Y la atamos al árbol.

Halatı çıkartıp ağaca bağlayalım.

Un anciano descansaba bajo el árbol.

Yaşlı bir adam ağacın altında dinleniyordu.

Es placentero dormir bajo el árbol.

Ağacın altında uyumak hoştur.

He cortado una rama del árbol.

Ben ağaçtan bir dal kestim.

Nos refugiamos debajo de un árbol.

Bir ağacın altına sığındık.

El gato se subió al árbol.

Kedi ağaca tırmandı.

Tom se sentó bajo un árbol.

Tom ağacın altına oturdu.

Tom cogió una manzana del árbol.

Tom ağaçtan bir elma kopardı.

El árbol no está listo aún.

Ağaç henüz hazır değil.

Ella estaba sentada bajo un árbol.

O, bir ağacın altında oturuyordu.

Pongamos el árbol de Navidad aquí.

Noel ağacını buraya dikelim.

Los pajarillos cantaban sobre el árbol.

Kuşlar ağaçta şarkı söylüyorlardı.

¿Has derribado alguna vez un árbol?

Hiç ağaç devirdin mi?

¿Has plantado un árbol alguna vez?

Hiç ağaç diktin mi?

¿Has podado un árbol alguna vez?

Hiç ağaç budadın mı?

Un árbol derribado bloqueó el camino.

Devrilen bir ağaç yoku kapattı.

El mono se cayó del árbol.

Maymun ağaçtan düştü.

Ellos ataron al ladrón al árbol.

Hırsızı bir ağaca bağladılar.

Me escondí detrás de un árbol.

Bir ağacın arkasına saklandım.

Tom, ¿qué haces en ese árbol?

Tom, o ağaçta ne yapıyorsun?

Vi un capullo en el árbol.

Ağacın üzerinde bir koza gördüm.

Tom vive en una casa árbol.

Tom bir ağaç evde yaşıyor.

Un árbol caído bloqueaba el paso.

Devrilmiş bir ağaç yolu kapattı.