Translation of "Dormitorio" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Dormitorio" in a sentence and their turkish translations:

Quisiera reservar un dormitorio.

Bir yatak odası ayırtmak istiyorum.

Éste es mi dormitorio.

Bu benim yatak odam.

Ella subió a su dormitorio.

O üst kata yatak odasına gitti.

Iré a revisar el dormitorio.

Yatak odasını kontrol etmek için gideceğim.

Mi universidad tiene un dormitorio.

Üniversitemin bir yatakhanesi var.

Me gusta limpiar mi dormitorio.

- Odamı temizlemek istiyorum.
- Odamı temizlemeyi severim.

Tom tiene su propio dormitorio.

Tom'un kendi odası var.

Tom odia su estrecho dormitorio.

Tom küçücük yatak odasından nefret ediyor.

Tom planea redecorar su dormitorio.

Tom yatak odasını yeniden dekore etmeyi planlıyor.

Esa puerta da paso al dormitorio.

Kapı, yatak odasına açılıyor.

Debes observar las reglas del dormitorio.

Yurt kurallarına uymalısın.

Podía oírla sollozar en su dormitorio.

Onun kendi yatak odasında hıçkırarak ağladığını duyabiliyordum.

La mujer duerme en el dormitorio.

Kadın yatak odasında uyuyor.

¿Este es el dormitorio de Tom?

Bu Tom'un yatak odası mı?

Subí de puntillas a mi dormitorio.

Sessizce yatak odama gittim.

Comparto el dormitorio con mi hermana.

Kız kardeşimle bir yatak odasını paylaşıyorum.

Tengo mi dormitorio propio en casa.

Evde kendi yatak odam var.

Oímos un ruido en el dormitorio.

Yatak odasında bir gürültü duydum.

El dormitorio estaba repleto de adornos preciosos.

Oda kıymetli süslemelerle doluydu.

Estoy decorando mi dormitorio con símbolos bereberes.

Odamı Berberi sembolleriyle süslüyorum.

Tiene un gran dormitorio para ella sola.

Onun kendine ait büyük bir yatak odası var.

Judy mandó a los niños al dormitorio.

Judy çocuklarını yatağa gönderdi.

Se oyó un sonido en el dormitorio.

Yatak odasında bir gürültü duydum.

Tom limpió el armario en su dormitorio.

Tom yatak odası dolabını temizledi.

- ¿Ya limpiaste tu dormitorio?
- ¿Ya limpiaste tu cuarto?

Odanı temizledin mi?

El dormitorio más grande mira hacia el sur.

En büyük yatak odası güneye bakıyor.

- Le mostré mi dormitorio.
- Le mostré mi cuarto.

Ona kendi odamı gösterdim.

Andrew está reparando unos estantes en el dormitorio.

Andrew yatak odasındaki bazı rafları onarıyor.

En mi dormitorio todo es blanco y negro.

Yatak odamda her şey siyah ve beyazdır.

La puerta del dormitorio de Tom estaba cerrada.

Tom'un yatak odası kapısı kapalıydı.

Tom vivía en un departamento de un dormitorio.

Tom tek yatak odalı bir apartmanda yaşadı.

Tom tiene un armario grande en su dormitorio.

Tom'un yatak odasında büyük bir dolabı var.

La calefacción de nuestro dormitorio no está funcionando bien.

Bizim yurdun ısıtma sistemi düzgün çalışmıyor.

Alguien limpió mi dormitorio mientras que yo estaba fuera.

Ben yokken birisi odamı temizledi.

¿Cuál fue la última vez que limpiaste tu dormitorio?

En son ne zaman odanı temizledin?

Tom compartía el dormitorio con su hermana menor Mary.

Tom genç kız kardeşi Mary ile bir odayı paylaştı.

- Su dormitorio queda aquí arriba.
- Su habitación queda justo arriba.

Onun yatak odası tam yukarıda.

Compré cortinas de encaje para la ventana de mi dormitorio.

Yatak odamın penceresi için dantel perdeler aldım.

Las cortinas del dormitorio se han descolorado en los bordes.

Yatak odası perdeleri kenarlarında soldu.

Tom no se pudo escabullir del dormitorio sin ser visto.

Tom görülmeden yurdun dışına çıkamadı.

- Me asignaron una nueva habitación.
- Se me asignó un nuevo dormitorio.

Bana yeni bir oda tahsis edildi.

¡Dije que esta es una sala de reuniones, no un dormitorio!

Dedim ki burası toplantı odası, yatak odası değil.

Los chicos no pueden entrar en el dormitorio de las chicas.

Oğlanlar kızların yurtlarına giremezler.

Un petirrojo bonito se posó en el antepecho de mi dormitorio.

- Güzel bir narbülbülü benim odamın pencere eşiğine indi.
- Güzel bir kızılgerdan benim odamın pencere eşiğine indi.

Esta sala es mi dormitorio, y la otra es mi oficina.

Bu oda benim yatak odam, diğeri benim ofisim.

¿Qué le pasó a la chica con la que estabas compartiendo dormitorio?

Yatak odanı paylaştığın kıza ne oldu?

Quiero que te vayas a tu dormitorio y que tranques la puerta.

Odana gitmeni ve kapıyı kilitlenmeni istiyorum.

- En casa tengo una pieza propia.
- Tengo mi dormitorio propio en casa.

Evde benim kendi odam var.

- Se oyó un sonido en el dormitorio.
- Oí un ruido en la habitación.

Yatak odasında bir gürültü duydum.

Ella me dispuso de un gran dormitorio mientras me quedaba en su casa.

Onun evinde kalırken bana büyük bir oda verdi.

Te he estado acechando la noche entera, esperando que salieras de tu dormitorio.

Yatak odandan çıkmanı bekleyerek bütün gece boyunca gizleniyorum.

¡Vete a tu dormitorio y no salgas hasta que yo diga que salgas!

Odana git ve ben söyleyinceye kadar çıkma!

Él es muy caluroso y yo muy friolenta. ¿Qué deberíamos hacer con nuestro dormitorio?

O gerçekten ısıya duyarlı ve ben soğuğa duyarlıyım. Yatak odamız hakkında ne yapmalıyız?

- Ella me mostró su recámara.
- Ella me enseñó su habitación.
- Ella me mostró su dormitorio.

O, bana odasını gösterdi.

- Él tenía que compartir el dormitorio con su hermano.
- Él tuvo que compartir una recámara con su hermano.

O erkek kardeşiyle bir yatak odasını paylaşmak zorunda kaldı.

- ¿Tienes despertador en tu cuarto?
- ¿Tienes despertador en tu habitación?
- ¿Tienes despertador en tu dormitorio?
- ¿Tienes despertador en tu recámara?

Odanda bir çalar saatin var mı?

- Holmes salió del dormitorio sin que nadie se diera cuenta.
- Holmes salió de la habitación sin que nadie se diera cuenta.

Holmes kimseye haber vermeden odadan dışarı çıktı.

- Este cuarto es demasiado pequeño para nosotros.
- Esta habitación es demasiado pequeña para nosotros.
- Ese dormitorio es demasiado chico para nosotros.

Bu oda bizim için çok küçük.

- Tomás puede dormir en mi cuarto.
- Tomás puede dormir en mi pieza.
- Tomás puede dormir en mi habitación.
- Tomás puede dormir en mi dormitorio.
- Tom puede dormir en mi habitación.

Tom benim odamda uyuyabilir.