Translation of "Limpiar" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Limpiar" in a sentence and their turkish translations:

- Debes limpiar tu cuarto.
- Debes limpiar tu habitación.

- Odanı temizlemelisin.
- Odanı temizlemek zorundasın.

- Debemos limpiar la cocina.
- Tenemos que limpiar la cocina.

Mutfağı temizlemeliyiz.

Es limpiar el océano.

yapmamız gereken son şey.

Debes limpiar la mesa.

Tabloyu temizlemelisin.

Debes limpiar tu habitación.

Odanı temizlemelisin.

¿Puedes limpiar tu habitación?

Yatak odanı temizler misin?

Debería limpiar esa habitación.

Bu odayı temizlemeliyim.

Debemos limpiar nuestra clase.

Sınıfımızı temizlemeliyiz.

Tom dejó de limpiar.

Tom temizlemeyi durdu.

Debo limpiar el baño.

Banyoyu temizlemem gerek.

- Hemos acabado de limpiar nuestra clase.
- Terminamos de limpiar nuestra sala.

Biz sınıfımızı temizlemeyi bitirdik.

- ¿Me ayudás a limpiar la sala?
- ¿Me ayudarás a limpiar la habitación?

Odayı temizlememe yardım eder misin?

- Tom no quiere limpiar su habitación.
- Tom no quiere limpiar su pieza.

Tom odasını temizlemek istemiyor.

Le hice limpiar mi habitación.

Ona odamı temizlettim.

La vi limpiar la habitación.

Onun odayı temizlediğini gördüm.

Tom necesita limpiar su pieza.

- Tom'un odasını temizlemesi gerekiyor.
- Tom odasını temizlemeli.

Sabe cómo limpiar su rifle.

O, tüfeğini nasıl temizleyeceğini biliyor.

Me gusta limpiar mi dormitorio.

- Odamı temizlemek istiyorum.
- Odamı temizlemeyi severim.

Tienen que limpiar la habitación.

Odayı temizlemek zorundalar.

Tenemos que limpiar el coche.

Biz arabayı temizlemeliyiz.

Vamos a limpiar la casa.

Evi temizleyelim.

Acabo de limpiar mi cuarto.

Ben az önce odamı temizledim.

Todavía necesito limpiar la cocina.

Hâlâ mutfağı temizlemem gerekiyor.

Tenemos que limpiar nuestra aula.

Sınıfımızı temizlememiz gerekir.

Él odia limpiar su habitación.

O, odasını temizlemekten nefret ediyor.

Tengo que limpiar mi habitación.

Odamı temizlemek zorundayım.

Tenía que limpiar su cuarto.

O, odasını temizlemek zorunda kaldı.

- Era mi turno para limpiar la habitación.
- Era mi turno de limpiar la habitación.

- Odayı temizleme sırası benimdi.
- Odayı temizlemek için benim sıramdı.

- ¿Ya has terminado de limpiar tu habitación?
- ¿Has terminado ya de limpiar tu habitación?

Odanı temizlemeyi bitirdin mi?

Se trató de limpiar las heridas,

Yaralarını temizlemeye çalıştı

He terminado de limpiar mi habitación.

Odamı temizlemeyi bitirdim.

No quiero limpiar caca de perro.

Ben köpek boku temizlemek istemiyorum.

El me mandó limpiar la habitación.

O, bana odayı temizlememi emretti.

Hoy voy a limpiar tu habitación.

Bugün yatak odanı temizleyeceğim.

¿Me ayudas a limpiar la habitación?

Yatak odasını temizlememe yardım eder misin?

Solo tienes que limpiar tu pieza.

Sadece odanı toplaman gerekiyor.

No tengo que limpiar mi cuarto.

Odamı temizlemek zorunda değilim.

Hemos acabado de limpiar los baños.

Biz tuvaletleri az önce temizledik.

Tom acaba de limpiar su pieza.

Tom sadece odasını temizledi.

Le ayudé a limpiar la mesa.

Onun masayı temizlemesine yardım ettim.

Ella le hizo limpiar su habitación.

O, ona odasını temizletti.

Tom terminó de limpiar la cocina y después empezó a limpiar la sala de estar.

Tom mutfağı temizlemeyi bitirdi ve sonra oturma odasını temizlemeye başladı.

Coge una escoba y ayúdanos a limpiar.

Bir süpürge al ve temizlememize yardım et.

Por favor ayúdame a limpiar la casa.

Lütfen evi temizlememe yardım et.

Mi esposa acaba de limpiar la mesa.

Karım az önce tabloyu temizledi.

Trabajaremos juntos para limpiar toda esa porquería.

Bütün şu pisliği temizlemek için birlikte çalışacağız.

Lo que haré será limpiar la pieza.

Benim yapacağım şey odayı temizlemektir.

Ella sugirió que debería limpiar el baño.

Banyoyu temizlememi önerdi.

Limpiar este lugar debe ser una pesadilla.

Bu yeri temizlemek bir kâbus olmalı.

Limpiar el garaje no fue muy divertido.

Garajı temizlemek çok eğlenceli değildi.

Ayudé a Tom a limpiar el desastre.

- Tom'un ortalığı toplamasına yardımcı oldum.
- Tom'un etrafı temizlemesine yardım ettim.

Estoy cansado de limpiar después de ti.

Arkanı toparlamaktan yoruldum artık.

Era mi turno de limpiar la habitación.

Odayı temizleme sırası benimdi.

Debemos limpiar bien esto. Se acabó la misión.

Bunu düzgünce temizletmeliyiz. Görev sona erdi.

¿Estarías dispuesto a ayudarme a limpiar la cochera?

Garajı temizlemem için bana yardım eder misiniz?

¿Estás dispuesto a ayudarme a limpiar el garaje?

Garajı temizlememe yardım etmek için istekli misin?

¿Quieres que te ayude a limpiar tu garaje?

Garajını temizlemene yardım etmemi ister misin?

Es peligroso limpiar los vidrios de un departamento.

Bu binanın pencerelerini temizlemek tehlikelidir.

Tengo que limpiar el cuarto de baño enseguida.

Banyoyu hemen temizlemeliyim.

Se subieron al tejado para limpiar la chimenea.

Bacayı temizlemek için çatıya tırmandılar.

Estoy buscando algo con que limpiar la alfombra.

Ben halıyı temizlemek için bir şey arıyorum.

Ahora que estás aquí, puedes ayudar a limpiar.

Madem buradasın temizlemeye yardım edebilirsin.

Esta tarde ella va a limpiar la bicicleta.

Bu öğleden sonra o, bisikleti temizleyecek.

Preferiría limpiar mi habitación a hacer los deberes.

Ev ödevimi yaparak zaman geçirmektense, odamı temizlemeyi tercih ederim.

- Si Ted estuviese aquí, podría ayudarnos a limpiar el cuarto.
- Si Ted estuviera aquí, podría ayudarnos a limpiar nuestro cuarto.

Eğer Ted burada olsa, odayı temizlememize yardım eder.

Vamos a limpiar toda la oficina el próximo sábado.

Gelecek Cumartesi bütün ofisi temizleyelim.

Quiero que todos me ayuden a limpiar la casa.

Herkesin evi temizlememe yardım etmesini istiyorum.

Nunca me voy de vacaciones sin limpiar mi apartamento.

Dairemi temizlemeden asla tatile gitmem.

- Necesitamos lavar el auto.
- Tenemos que limpiar el coche.

Biz arabayı temizlemeliyiz.

Todos los vecinos se aliaron para limpiar el parque.

Parkı temizlemek için tüm komşular birleşti.

Ella estaba lista para ayudarlo a limpiar la casa.

O, evi temizlemeye yardım etmek için hazırdı.

Tom le ayudó a Mary a limpiar la casa.

Tom Mary'nin evi temizlemesine yardım etti.

Mi madre me hizo limpiar el cuarto de baño.

Annem bana banyoyu temizletti.

No creo que cueste tan caro limpiar el coche.

Arabayı temizlemenin çok pahalıya mal olacağını sanmıyorum.

Quiero limpiar la casa antes de que vengan mis padres.

Ebeveynlerim gelmeden önce evi temizlemek istiyorum.

No voy a salir porque tengo que limpiar la casa.

Dışarı çıkmıyorum çünkü evi temizlemem gerekiyor.

Quiero limpiar la casa antes de que vuelvan mis padres.

Ebeveynlerim dönmeden önce evi temizlemek istiyorum.

Tom quería que Mary le ayudara a limpiar la casa.

Tom, Mary'nin evi temizlemesine yardım etmesini istedi.

Ella le ayudó a su madre a limpiar la casa.

Annesinin evi temizlemesine yardımcı oldu.

Mientras más cosas tenga, más voy a tener que limpiar.

Ne kadar çok şeyim varsa o kadar çok şey temizlemek zorunda kalacağım.

Lo único que tienes que hacer es limpiar tu cuarto.

Yapmanız gereken bütün şey odanızı temizlemektir.

Acabo de limpiar el charco de café en el mostrador.

Şimdi mutfak tezgahının üstündeki kahve lekesini sildim.

Y sí, tal vez limpiar el océano sea una tarea inútil.

Peki belki de okyanusları temizlemek nafile.

Odio lavar los platos, más, si cabe, que limpiar el baño.

Bulaşık yıkamaktan nefret ederim, hatta tuvalet temizlemekten daha çok.

«Creo que tenemos que limpiar el carburador.» «Ya lo he intentado.»

"karbüratörü temizlememiz gerektiğini düşünüyorum." "Ben zaten denedim."

Necesito un voluntario que ayude a Tom a limpiar el garaje.

Tom'un garajı temizlemesine yardım etmek için bir gönüllüye ihtiyacım var.

Tom tiene que limpiar su cuarto antes de las 2:30.

Tom 2.30'dan önce odasını temizlemeli.

Los europeos contrataron a un exorcista para limpiar su continente de demonios.

Avrupalılar iblislerin kıtasını temizlemek için bir cinci hoca tuttu.

Le pidió que le ayudara a su padre a limpiar la cochera.

O, ona babasının garajı temizlemesine yardım etmesini rica etti.

Me gustaría reducir drásticamente el tiempo que tardo en limpiar la casa.

Evi temizlemem için geçen zamanı büyük ölçüde azaltmak istiyorum.

Tom dijo que no podría limpiar la piscina mañana por la tarde.

Tom yarın öğleden sonra havuzu temizleyemeyeceğini söyledi.

Tom no tuvo más alternativa que ayudar a Mary a limpiar el establo.

Tom'un Mary'nin ahırı temizlemesine yardım etmekten başka seçeneği yoktu.

Tom no tuvo más alternativa que ayudar a Mary a limpiar la cochera.

Tom'un Mary'nin garajı temizlemesine yardım etmekten başka seçeneği yoktu.