Examples of using "Dejaron" in a sentence and their turkish translations:
- Geride bırakıldım.
- Arkada bırakıldım.
Gitmeme izin verdiler.
Gülmeyi bıraktılar.
Onlar Tom'u terk ettiler.
Şarkı söylemekten vazgeçtiler.
Nelerden vazgeçtiğinizi yazın.
. Anglo-Saksonlar onları serbest bıraktı.
Onun göz yaşları onun aklını karıştırdı.
Onun sözleri beni şaşırttı.
Tom'a uyumak için izin verildi.
Kadınlar çalışmayı bıraktı.
- Nihayet çalışmayı sona erdirdiler.
- Sonunda çalışmayı bıraktılar.
İçeri geldiğimde tartışmayı kestiler.
Onların niçin konuşmaktan vazgeçtiklerini biliyor musun?
Onlar kaleyi düşmana terk ettiler.
Onlar sorunu çözümsüz bıraktılar.
Tepeyi düşman güçlerine terk ettiler.
O, odada yalnız bırakıldı.
O, odada yalnız bırakıldı.
Beni görünce ansızın konuşmayı kestiler.
Tom ve Mary sarılmayı bıraktı.
Tom'un mektupları gelmiyor.
Onu masanın altında bıraktılar.
Onlar bir hediye seçmeme izin verdiler.
Kaleyi kızıl derililere terk etti.
Atlar oldukça belirgin izler bıraktılar.
Tom'a veda etmeme bile izin vermediler.
Odaya girdiğim anda konuşmayı kestiler.
Müşteriler dükkanımıza gelmekten vazgeçtiler.
- Öpüşmeyi kestiler.
- Öpüşmeyi bıraktılar.
Masaya bırakılmış kitabı al.
Estonya bağımsızlığını tekrar kazandı fakat elimizde hiçbir şey kalmamıştı.
ve maluliyet maaşları kısa süre içinde gelmeyi bıraktı.
Beni uzun süre beklettiler.
Güneş battı, bunun üzerine paydos ettiler.
Aniden onlar konuşmayı kestiler.
Otomobil sanayiinin sırları artık o kadar da gizli değil.
Onlar kapı açmayı bırakmış biz avm yapmayı bırakamadık
Ben odaya girer girmez onlar konuşmaktan vazgeçtiler.
Onu birkaç saat tuttular ve sonra özgür olmasına izin verdiler.
Bırakıldığımız yere göre medeniyetin doğuda olduğunu biliyorum
Bu da 1,25 milyar insanın yoksulluktan kurtulduğu anlamına gelir
CBP yetkilileri Anna ile konuşmama izin vermedikleri gibi
İsmimi niçin listede tutmadıklarını merak ediyorum.
Ama bacanın önemini kavrayan yerel halk bacayı devre dışı bırakmış.
olan Mareşal Murat'la yakın çalışmak zorunda kaldı
Onlar suskun bırakıldı.