Translation of "Clara" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Clara" in a sentence and their turkish translations:

¿Piel clara?

Açık ten?

La evidencia es clara.

Kanıt açıktır.

La ley es clara.

Yasa açık.

¿Es clara mi explicación?

Benim açıklamam açık mıdır?

Así que, seré bien clara:

Yani şunu çok açıkça söyleyeyim,

Su explicación no es clara.

Onun açıklaması anlaşılır değil.

Solo quiero una respuesta clara.

Ben sadece açık bir cevap istiyorum.

Es una cosa muy clara.

Bu çok açık bir şey.

La ley es muy clara.

- Yasa çok net.
- Kanun çok açık.

Quiero dejar una cosa muy clara:

Bir konuda açık olmak istiyorum.

Me gusta la clara del huevo.

- Ben yumurta akını pek severim.
- Yumurtanın beyazını çok severim.

El pez está en agua clara.

Balık temiz sudadır.

Creo que la elección está clara.

Seçimin açık olduğuna inanıyorum.

Clara preguntó por qué trabajaba tanto.

Clara neden bu kadar çok çalıştığımı sordu.

Tom dio una respuesta poco clara.

Tom belirsiz bir cevap verdi.

Separó la yema de la clara.

Yumurtanın sarısını beyazından ayırdı.

Y quiero ser muy, muy clara aquí,

Burada gerçekten netleştirmek isterim ki,

¿Podrías reescribir esta frase? No está clara.

Bu cümleyi tekrar yazar mısın? Bu açık değil.

Hay una clara diferencia entre esos dos.

Onlar arasında belirgin bir fark var.

Ella tiene una voz suave y clara.

Onun yumuşak ve net bir sesi vardır.

El lago tiene un agua muy clara.

Gölün çok berrak bir suyu var.

Y permítanme ser aún más clara sobre esto.

Bu konuda daha da açık olmama izin verin:

El agua clara no alimenta a los peces.

Temiz su, balıkları beslemez.

No tiene una idea clara de cómo proceder.

Onun nasıl ilerleyeceği konusunda hiçbir belirgin fikri yok.

- Es un claro indicativo.
- Es una clara señal.

Bu, düşmanın fark etmesine yol açan şey.

La causa del accidente todavía no está clara.

Kazanın nedeni henüz belli değil.

- El motivo es claro.
- La razón es clara.

- Sebep açıktır.
- Sebep açık.

Deben tener piel clara, Beyoncé es el prototipo buscado".

açık tenli olmalılar, asıl örneği Beyoncé olsun."

Piel clara, ojos claros, cabello largo, suave y real.

açık ten, renkli gözler, uzun, yumuşak sahici saç.

Bueno, los ingenieros ya tienen una idea muy clara

Mühendisler zaten alüminyum, çelik ve plastiğin

No está clara la diferencia entre las dos versiones.

İki sürüm arasındaki fark açık değil.

Clara ha estado tomando lecciones de música por meses.

Clara aylardır müzik dersleri alıyor.

Necesitamos una definición clara del concepto de derechos humanos.

İnsan hakları kavramının açık bir tanımına ihtiyacımız var.

Dijeron que fue una clara violación de la ley internacional.

Onlar bunun uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu söylediler.

Podemos decir la información más clara y precisa sobre este tema

bu konu ile ilgili en net ve en doğru bilgileri söyleyebiliriz

- Es un claro indicativo.
- Es una clara señal de la verdad.

Bu foyasını meydana çıkaran bir şey.