Translation of "Castigo" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Castigo" in a sentence and their turkish translations:

Se merece el castigo.

O, cezayı hak ediyor.

Tom se merecía el castigo.

Tom cezayı hak etti.

El que roba merece castigo.

- Hırsızlık yapan kişi cezalandırılmayı hak eder.
- Çalan bir kişi cezayı hak eder.

El ladrón se libró del castigo.

Soyguncu cezalandırılmaktan kaçtı.

Ellos se escaparon de su castigo.

Cezalandırılırılmaktan kaçtılar.

Y este es su castigo, aquí mismo.

ve bu sizin cezanız, işte burada.

Alguien como tú no merece este castigo.

Senin gibi biri bu cezayı hak etmiyor.

Esta vez no podremos escapar del castigo.

- Bu kez cezadan kaçamayacağız.
- Bu defa cezalandırılmaktan kaçamayacağız.

Tom se merecía el castigo que recibió.

Tom aldığı cezayı hak etti.

Esta vez no vas a eludir tu castigo.

Bu sefer, cezandan kurtulamayacaksın.

Esta vez no te vas a escapar del castigo.

Bu kez cezadan kaçamazsın.

Para mí, el arrepentimiento es el más duro castigo.

Bana kalırsa pişmanlık en sert cezadır.

En mi familia, el castigo por mentir era severo.

Ailemde yalanın cezası ağırdı.

Yo creo que no merecía el castigo que obtuve.

Aldığım cezayı hak ettiğimi düşünmüyorum.

Debería haber una proporción entre el castigo y el crimen.

Ceza suça orantılı olmalı.

Bien, ellos encontraron su castigo pero el trabajo no está ahí

İyi tamam cezalarını buldular da eser ortada yok

El castigo por tener muy poco es la inanición y la desnutrición.

Açlık ve yetersiz beslenme gibi çok az bir zaafı var.

Tú puedes enseñar buenos modales a los niños sin recurrir al castigo.

Cezaya başvurmadan çocuklara görgü öğretebilirsiniz.

- Ciertamente Tom no merecía el castigo que recibió.
- Ciertamente Tom no merecía la pena que obtuvo.

Tom aldığı cezayı kesinlikle hak etmedi.

Estoy en contra de usar la muerte como castigo. También estoy en contra de usarla como recompensa.

Ölümü bir ceza olarak kullanmaya karşıyım. Onu bir ödül olarak da kullanmaya karşıyım.

Hasta el año 1986 fue legal el castigo de los niños en las escuelas de Inglaterra, con correas, varas y cachiporras.

1986'ya kadar İngiltere'nin okullarında, çocukları kemerlerle, değneklerle ve sopalarla cezalandırmak yasaldı.