Translation of "Carácter" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Carácter" in a sentence and their turkish translations:

La fuerza de carácter,

güçlü karakter,

Tom tiene mal carácter.

Tom'un kötü bir ruh hali var.

Él tiene un carácter pasivo.

- O pasif bir karaktere sahip.
- Onun edilgen bir karakteri var.

Aquella chica tiene un buen carácter.

O kızın huyları iyidir.

Bastante ricos, que muestran un carácter narrativo

Oldukça zenginler, öyküsel bir karakteri göstermekteler,

Ella tiene un defecto en su carácter.

Onun karakteri bozuk.

Ella es una mujer de fuerte carácter.

Güçlü karakteri olan bir kadındır.

No deberías hacer preguntas de carácter personal.

Kişisel sorular sormamalısın.

Es un hombre de muy buen carácter.

O çok iyi kişilikli bir adamdır.

Steve es un hombre de buen carácter.

Steve iyi karakterli bir adam.

¿Crees que nuestro clima influye en nuestro carácter?

Sence iklimimizin karakterlerimiz üzerinde bir etkisi var mı?

Nuestro carácter se ve afectado por el entorno.

Karakterimiz çevreden etkilenir.

Filiberto no ha mostrado un carácter muy valiente.

Filiberto çok cesur bir karakter göstermedi.

El entorno en el que creciste determina tu carácter

büyüdüğün çevre senin karakterini belirler

José se mostró como una persona de mal carácter.

Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.

"¿Por qué nadie ve el carácter sagrado de este lugar?"

"Bu alanın kutsallığını neden kimse göremiyor?"

Atención: los caracteres no soportados se sustituirán por el carácter '_'.

- Uyarı: desteklenmeyen karakterler '_' karakterini kullanarak gösterilir.
- Uyarı: desteklenmeyen karakterler '_' karakteri kullanarak gösterilir.

La gente está segura de que es una prueba de mi carácter

İnsanlar, hastalığımın, kişiliğim için bir test

Lo que está en cuestión no es su habilidad sino su carácter.

Sorun onun yeteneği değil, karakteridir.

- ¿Alguien sabe como pronunciar este ideograma?
- ¿Alguien sabe como pronunciar este carácter?

Biri bu karakterin nasıl telaffuz edileceğini biliyor mu?

Si yo hubiera sabido más sobre su carácter, no habría confiado en él.

Onun karakteri hakkında daha çok şey bilseydim, ona güvenmezdim.

"El carácter de Soult es duro, y sobre todo egoísta", escribió uno, "No muestra

"Soult'un karakteri zor ve her şeyden önce egoist" diye yazdı biri, "

El valor de un hombre debería juzgarse por su carácter, no por su estatus social.

Bir insanın değeri onun sosyal konumundan daha çok onun karakteriyle değerlendirilmelidir.

El carácter obligatorio de la escolaridad es rara vez analizado en la multitud de trabajos dedicados al estudio de las varias maneras de desarrollar en los niños el deseo de aprender.

Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.