Translation of "Brillantes" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Brillantes" in a sentence and their turkish translations:

Los globos son brillantes.

Balonlar ışıl ışıllar.

Miré sus ojos, grandes y brillantes.

İri ve parlak gözlerinin içine baktım

Nunca se me ocurren ideas brillantes.

Parlak fikirler hiç aklıma gelmiyor.

Le regaló una pulsera de brillantes.

Ona elmas bir bilezik verdi.

Hay pocas noches brillantes todos los meses.

Her ayda sadece birkaç aydınlık gece olur.

Brillantes mariposas volaban de aquí para allá.

Parlak kelebekler oradan oraya uçtu.

Luego los puntos brillantes de la bola de disco

ardından disko topundan gelen parlak noktalar

Pero los ruidos fuertes y las luces brillantes desorientan.

Fakat yüksek sesler ve parlak ışıklar kafa karıştırıcı.

Con las estrellas más brillantes siendo las notas más graves

en parlak yıldızların en yüksek sesli olduğunu

Las noches brillantes de luna llena son su mejor oportunidad.

Dolunay ve dolunaya yakın gecelerde en çok şansa sahip.

- Me gustan los colores claros.
- Me gustan los colores brillantes.

Parlak renkleri severim.

Contrató a los cerebros más brillantes que el dinero podía conseguir

Paranın bulabileceği en iyi beyinleri işe aldı.

De las estrellas brillantes y de las constelaciones para encontrar su camino con precisión.

Parlak yıldızlar ile takımyıldızlarının. Böylece nokta atışıyla yerini bulur.

En 1799, tras los brillantes informes del general Bernadotte, finalmente aceptó el rango de

düşünerek, artık kendini kanıtlamış bir tugay komutanıydı . 1799'da, General Bernadotte'nin parlak raporlarını takiben, sonunda

- A ellos les gusta llevar colores brillantes.
- A ellos les gusta vestir colores claros.

Onlar parlak renkler giymeyi severler.

Durante la retirada posterior, Ney volvió a demostrar sus brillantes habilidades tácticas, luchando contra una

Sonraki geri çekilme sırasında Ney, Wellington'un birliklerini uzakta tutan bir dizi artçı koruma eylemiyle