Translation of "Grandes" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Grandes" in a sentence and their turkish translations:

¿Son grandes?

Onlar büyük mü?

Son grandes.

Onlar büyük.

- Cómprame cuatro papas grandes.
- Cómprame cuatro patatas grandes.

Benim için dört tane büyük patates satın al.

- Él tiene manos grandes.
- Tiene unas manos grandes.

Onun büyük elleri var.

- Esas manzanas son grandes.
- Estas manzanas son grandes.

Bu elmalar büyük.

Festines, grandes festines.

Ziyafet vererek. Büyük ziyafetler vererek.

Sufrió grandes pérdidas.

O büyük kayıplara tahammül etti.

Son muy grandes.

Onlar çok büyük.

Tuve grandes dificultades.

Birçok zorluklarla karşılaştım.

Son grandes amigos.

Onlar harika arkadaşlar.

Habrá grandes celebraciones.

Büyük kutlamalar olacak.

Tengo pies grandes.

Benim büyük ayaklarım var.

- María tiene ojos grandes.
- Mary tiene los ojos grandes.

Mary'nin büyük gözleri var.

Para nosotros, ¡grandes noticias!

Hayatta kalmak isteyen için bu harika bir haber!

Vivimos en grandes multitudes

daha kalabalık kitleler halinde yaşıyoruz

Papas grandes por favor.

Büyük patates kızartması, lütfen.

Ellos son muy grandes.

Onlar çok büyük.

Son manzanas muy grandes.

Onlar çok büyük elmalar.

Estas manzanas son grandes.

Bu elmalar büyük.

Esos son demasiado grandes.

Onlar çok büyük.

Tom tiene grandes problemas.

Tom'un büyük sorunları var.

¿Tiene algunos más grandes?

Sende daha büyük bir tane var mı?

Ella tiene pechos grandes.

Onun geniş göğüsleri vardır.

¿Hay zanahorias más grandes?

Daha büyük havuçlar var mı?

No hay grandes avances.

Herhangi bir yenilik yok.

Esas manzanas son grandes.

Şu elmalar büyük.

Estos coches son grandes.

Bu arabalar büyük.

Estos perros son grandes.

Bu köpekler büyük.

Esas casas son grandes.

Şu evler büyük.

Ella tiene labios grandes.

Büyük dudakları var.

Tiene unas manos grandes.

Onun büyük elleri var.

- Ella tiene unos grandes ojos azules.
- Él tiene grandes ojos azules.

Onun büyük mavi gözleri var.

- No me gustan las ciudades grandes.
- No me gustan las grandes ciudades.

Ben büyük şehirleri sevmem.

Los grandes edificios, como las grandes montañas, son la obra de siglos.

Büyük binalar, büyük dağlar gibi, yüzyılların eseridir.

Muchas sufrieron grandes experiencias traumáticas,

Birçoğu hayatlarında çok fazla travmaya,

Algunas especies tienen alas grandes

bazı türlerin kanatları da büyüktür

Tenemos grandes expectativas de él.

Biz ondan çok şey bekliyoruz.

La compañía sufrió grandes pérdidas.

Şirket büyük kayıplar yaşadı.

Les gustaban los coches grandes.

Onlar büyük arabaları seviyorlardı.

Los búfalos tienen grandes cuernos.

Bufaloların büyük boynuzları var.

Le conté las grandes noticias.

Büyük haberi ona söyledim.

Grandes cambios están en proceso.

- Büyük değişiklikler ayakta.
- Büyük değişiklikler yolda.
- Büyük değişimler oluyor.

Él tiene grandes ojos azules.

Onun büyük mavi gözleri var.

¿Hay grandes ríos en Alemania?

Almanya'da büyük nehirler var mı?

Estos vestidos son demasiado grandes.

Bu elbiseler çok büyük.

Obtuvo grandes beneficios del libro.

Kitaptan büyük kâr elde etti.

Se han hecho grandes progresos.

Büyük ilerlemeler gerçekleştirildi.

Sus bíceps son muy grandes.

Onun pazıları çok büyük.

Tomás tiene tres hijos grandes.

Tom'un üç yetişkin oğlu var.

Los pelícanos tienen picos grandes.

Pelikanların büyük gagaları vardır.

Los riesgos son demasiados grandes.

Riskler çok büyük.

Estos pantalones son demasiado grandes.

Bu pantolonlar çok büyük.

Esta muñeca tiene ojos grandes.

Bu bebeğin büyük gözleri var.

Dos cafés grandes, por favor.

İki büyük kahve, lütfen.

Tom tiene las manos grandes.

Tom'un büyük elleri var.

Mary tiene los ojos grandes.

Mary'nin büyük gözleri var.

Papas fritas grandes, por favor.

Büyük patates kızartması, lütfen.

Estos son los más grandes.

Bunlar en büyükleri.

- Estas gafas de sol son demasiado grandes.
- Estos lentes de sol son demasiado grandes.

Bu güneş gözlükleri çok büyük.

Esta conceptualización ha tenido grandes beneficios.

Bu kavramsallaştırmanın harika faydaları var.

Y las grandes regiones del mundo

Dünyanın büyük ülkeleri

Hicimos grandes sacrificios para actuar localmente;

Yerel hareket edebilmek için muazzam fedakârlıklar yaptık

El equivalente a nueve pizzas grandes.

Dokuz büyük pizzaya eşdeğer.

Y viven en colonias muy grandes

ve çok büyük koloniler halinde yaşıyorlar

Así que cuando había grandes tormentas,

Yani o dev fırtınalar gelince,

Miré sus ojos, grandes y brillantes.

İri ve parlak gözlerinin içine baktım

Las vacas parecían grandes y dóciles.

İnekler kocaman ve uysal görünüyordu.

No me gustan los perros grandes.

Ben büyük köpekleri sevmiyorum.

Allí atrapamos a unos grandes peces.

Orada bazı büyük balıklar yakaladık.

No me gusta visitar ciudades grandes.

Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.

Grandes partes del océano están contaminadas.

Okyanusun büyük bölümü kirli.

Las gaviotas pueden volar grandes distancias.

Martılar büyük mesafeler katedebilirler.

Los búhos tienen los ojos grandes.

Baykuşların büyük gözleri var.

Tom y yo tenemos grandes planes.

Tom ve benim büyük planlarımız var.

Los conejos tienen las orejas grandes.

Tavşanların büyük kulakları vardır.

Ella tiene unos grandes ojos azules.

Onun büyük mavi gözleri var.

Este caballo tiene lindos ojos grandes.

Bu atın büyük güzel gözleri var.

Los pequeños secretos crean grandes mentiras.

Küçük sırlar büyük yalanlar yapar.

Lo niños aprenden de los grandes.

Çocuklar yetişkinlerden öğrenirler.

Esta muñeca tiene los ojos grandes.

Bu bebeğin büyük gözleri var.

¿Quiere usted billetes pequeños o grandes?

Büyük faturaları mı yoksa küçük faturaları mı istiyorsun?

Hay grandes rocas en el suelo.

Yerde büyük taşlar var.

Los humanos tienen unos grandes cerebros.

İnsanların çok büyük beyinleri vardır.

Con grandes objetos, cajas gigantes, animales, etc.

geçebileceğimi söylüyor.

La caja de 48 compresas súper grandes,

her bir pedin bir mendil paketi

Seguiremos dando vuelta estas piedras más grandes.

Bu tür büyükçe taşların altına da bakmaya devam edeceğiz.

Descubrimos que muchos grandes impactos crean sinestias,

Birçok dev çarpışmanın sinestiler oluşturduğunu keşfettik,

Son más grandes de lo que parecen.

Bunlar göründüğünden daha büyük.

Hacía grandes bromas e incluso mejores preguntas.

harika espriler yapıyor ve çok güzel sorular soruyordu.

Podríamos construir grandes máquinas, llamadas árboles artificiales,

Havadaki karbondioksiti kazıyacak büyük makineler