Translation of "Afuera" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Afuera" in a sentence and their turkish translations:

- Sale, espera afuera.
- Vale, espera afuera.
- Arre, espera afuera.

Tamam, dışarıda bekle.

Estaré afuera.

Hemen dışarıda olacağım.

Están afuera.

Onlar dışarıda.

Esperamos afuera.

Dışarıda bekledik.

Estábamos afuera.

Biz dışardaydık.

Esperaré afuera.

Dışarıda bekleyeceğim.

- Todavía está claro afuera.
- Todavía hay luz afuera.

Dışarısı hâlâ aydınlık.

Afuera está oscureciendo.

Dışarda hava kararıyor.

Podés esperar afuera.

Dışarıda bekleyebilirsin.

Hay alguien afuera.

Dışarıda birisi var.

Todos están afuera.

Herkes dışarıda.

Yo corrí afuera.

Dışarıya koştum.

¿Puedo verte afuera?

Seni dışarıda görebilir miyim?

Estamos cenando afuera.

Akşam yemeğini dışarda yiyoruz.

Tom volvió afuera.

Tom dışarıya geri döndü.

Hacía frío afuera.

Dışarısı soğuktu.

Ven conmigo afuera.

Benimle dışarıya gel.

¿Puedes esperar afuera?

Dışarıda bekleyebilir misin?

Afuera está nevando.

Dışarıda kar yağıyor.

¿Hace calor afuera?

Dışarısı sıcak mı?

Tom esperó afuera.

Tom dışarıda bekledi.

Están justo afuera.

Dışarıdalar.

Solo mira afuera.

Sadece dışarı bak.

Comúnmente como afuera.

Ben genellikle dışarıda yerim.

Siempre como afuera.

Ben her zaman dışarıda yerim.

¡Quedate ahí afuera!

Dışarıda kal.

¿Comes afuera a menudo?

Sık sık dışarıda yer misin?

Ella está afuera ahora.

O şimdi dışarıda.

Alguien está llamando afuera.

Biri dışarıdan arıyor.

Se ve caluroso afuera.

Dışarıda hava sıcak görünüyor.

Esta oscuro allá afuera.

Dışarısı tamamen karanlık.

Hay lobos ahí afuera.

Orada kurtlar var.

Mire qué pasa afuera.

Dışarıda ne olduğuna bakın.

Vamos a hablar afuera.

Dışarıda konuşalım.

Tom se quedó afuera.

Tom dışarıda kaldı

Ellos están esperando afuera.

Onlar dışarıda bekliyor.

Hay un guardia afuera.

- Bir koruma dışarıda.
- Bir bekçi dışarıda.
- Dışarıda bir gardiyan var.

Ve a esperar afuera.

Git dışarıda bekle.

Todavía hay luz afuera.

Dışarı hâlâ aydınlık.

Hay un automóvil afuera.

Dışarıda bir otomobil var.

- Ponete el abrigo. Hace frío afuera.
- Ponte el abrigo. Hace frío afuera.

Paltonu giy. Dışarısı soğuk.

Pintaremos las paredes de afuera".

Sonra da dışarıdaki duvarları boyayacağız.”

Desde arriba y afuera, dividirnos

Bizi dışarıdan ve yukarıdan bölmek

El taxi está esperando afuera.

Taksi dışarıda bekliyor.

Estuve afuera todo el día.

Ben bütün gün dışardaydım.

Yo no pude salir afuera.

Ben dışarı gidemedim.

La gente se queda afuera.

İnsanlar dışarıda kalıyor.

Creo que oí algo afuera.

Dışarıda bir şey duyduğumu düşündüm.

- ¿Puedo ir afuera?
- ¿Puedo salir?

Dışarı gidebilir miyim?

La familia está desayunando afuera.

Aile dışarıda kahvaltı ediyor.

Hoy tenemos que dormir afuera.

Bugün, dışarıda uyumak zorundayız.

Voy afuera a jugar. ¿Vas?

Oynamak için dışarıya gidiyorum. Geliyor musun?

¿Por qué no esperás afuera?

Neden dışarıda beklemiyorsun?

Tom almorzó afuera con Maria.

Tom, Mary ile dışarıda öğle yemeği yedi.

Los pájaros afuera están cantando.

Dışardaki kuşlar şarkı söylüyorlar.

Hay tres hombres esperándote afuera.

Dışarıda sizi bekleyen üç kişi var.

Tan pronto acabes, sal afuera.

- Bitirir bitirmez çık.
- Bitirdiğin gibi ortamı terk et.

Y di una voltereta hacia afuera.

Dışarı takla attım.

Una persona joven está esperándote afuera.

Genç bir adam seni dışarıda bekliyor.

¿Qué dices de cenar juntos afuera?

Birlikte dışarıda akşam yemeği yemeye ne diyorsun?

Tom aguardó afuera de la puerta.

Tom kapının dışında bekledi.

El viento es muy fuerte afuera.

Rüzgâr dışarıda gerçekten şiddetli.

- Hace frío fuera.
- Hace frío afuera.

Dışarısı soğuk.

Quiero saber qué hay ahí afuera.

Oradakinin ne olduğunu bilmek istiyorum.

- Fuera está lloviendo.
- Afuera está lloviendo.

Dışarıda yağmur yağıyor.

Debes ir afuera si quieres fumar.

Sigara içmek istiyorsan, dışarı çıkmalısın.

Tom me dijo que esperara afuera.

Tom bana dışarıda beklememi söyledi.

Deja al perro afuera un rato.

Bir süre için köpeği dışarıda bırak.

Creo que hay alguien ahí afuera.

Sanırım orada biri var.

¿Nos puede dar una mesa afuera?

Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz?

afuera de las aulas de quinto grado

beşinci sınıfların dışında duruyorum,

Por favor espere afuera de la casa.

Lütfen evin dışında bekle.

Tom miró hacia afuera de la ventana.

Tom pencereden dışarı baktı.

El mundo allá afuera es muy terrorífico.

Dünyanın dışı çok korkunçtur.

- Lleva afuera la basura.
- Saca la basura.

Çöpü dışarıya götür.

- Hace frío fuera.
- Hace frío allí afuera.

Orada dışarısı soğuk.

¿Qué dices si comemos afuera esta noche?

Bu gece dışarıda yemeye ne dersin?

Iré afuera a ver los fuegos artificiales.

Ben dışarı çıkıp havai fişekleri izleyeceğim.

afuera, en el mundo brillante, grandioso y desordenado

beceriksiz, aşırı nazik, dürüst insanlara ihtiyacımız var.

A veces mirando hacia arriba y hacia afuera,

bazen yukarı ve dışarı bakarız,

Con grandes multitudes reunidas afuera viendo el caos,

Dışarıda büyük bir kalabalık toplanıp kargaşayı izlerken

Aníbal inmediatamente ofreció batalla afuera El campamento romano.

Hannibal derhal Roma kampının dışında bir muharebe teklif etti.

Se está oscureciendo de poco a poco afuera.

Dışarıda hava yavaş yavaş kararıyor.

No pude dormir bien porque había ruido afuera.

Dışarısı gürültülü olduğu için iyi uyuyamadım.

Sintiendo la casa sacudirse, yo corrí hacia afuera.

Evin sarsılmasını hissederek dışarıya koştum.

¿Por qué no te vas a jugar afuera?

Neden dışarıda oynamaya gitmiyorsun?

Tom está afuera jugando frisbee con su perro.

Tom dışarıda köpeği ile frizbi oynuyor.

Estaba nevando, pero no hacía mucho frío afuera.

Kar yağıyordu ama dışarısı çok soğuk değildi.

El estar afuera puede ser de poco riesgo.

Dışarıda olmak oldukça az riskli olabilir.

El hombre y la mujer están comiendo afuera.

Adam ve kadın dışarıda yemek yiyor.