Translation of "Actitud" in Turkish

0.072 sec.

Examples of using "Actitud" in a sentence and their turkish translations:

actitud alegre comportamiento sincero

neşeli tavrı samimi davranışları

Y la actitud fue

Ve bu tavır,

Me gusta su actitud.

Onun davranışını seviyorum.

Me agrada tu actitud.

Tutumunu beğeniyorum.

Su actitud me indigna.

Onun davranışları beni tiksindiriyor.

Esa es la actitud.

Bu davranıştır.

- Su actitud vanidosa me pone enfermo.
- Su actitud engreida me enfurece.

Onun kendini beğenmiş tavrı beni deli ediyor.

Una criatura gigante con actitud.

tersi pis olan dev bir yaratık.

Cambió de actitud de repente.

Tutumunu aniden değiştirdi.

¿Qué te parece su actitud?

Onun tavrı hakkında ne düşünüyorsun?

Tom necesita cambiar su actitud.

Tom'un tutumunu değiştirmesi gerekiyor.

Mi actitud hacia él cambió.

Ona karşı tavrım değişti.

No me gusta tu actitud.

Senin tutumun hoşuma gitmiyor.

Me inquieta tu actitud irresponsable.

Sorumsuz tavrınız yüzünden paniğe kapıldım.

Pero no podemos tolerar esta actitud.

Fakat bu duyarsızlığın bedelini ödeyemeyiz

Y es mi actitud para hacerlo.

onu tasarlarken takındığım tavırdır.

Ella tiene un problema de actitud.

Onun bir bakış açısı sorunu var.

Él tiene un problema de actitud.

Onun bir davranış sorunu var.

Me gusta la actitud de Tom.

- Tom'un davranışını beğenirim.
- Tom'un tavrını seviyorum.

- Lo que me molesta de él es su actitud.
- Lo que me jode es su actitud.

Beni rahatsız eden onun tavrı.

La actitud de la corte hacia los criminales jóvenes es diferente de su actitud hacia los criminales adultos.

Mahkemenin genç suçlulara karşı tavrı yetişkin suçlulara karşı tavrından farklıdır.

Y la actitud de esa gente me sorprendía.

Beni en çok etkileyen ise insanların davranışlarını görmek oldu.

No todos pueden adoptar una actitud tan despreocupada.

herkes bunu böyle bir kibirle karşılayamaz.

Su actitud chulesca me pone de los nervios.

Onun züppe tavrı sinirimi bozuyor.

¿Cómo se puede lograr un cambio de actitud?

Tutum değişikliği nasıl sağlanabilir?

Tuve un cambio en mi actitud sobre la comedia.

komediye dair anlayışımda bir değişim oldu.

Pero ahora mi actitud había cambiado y lo vi,

Ama şimdi anlayışımı değiştirdim, o evsiz adamı görüyorum

La curiosidad es el comienzo de una actitud cultural.

Kültürel düşüncenin temeli merak duygusudur.

actitud ante la muerte les daba una ventaja peligrosa.

sağlayan İskandinav savaşçılar tarafından terörize edilmişti .

Y eso me vuelve a parecer una actitud vikinga característica.

Ve yine karakteristik bir Viking tavrı

Pero teníamos una actitud anormal al jugar juegos en la computadora

ama bilgisayarda oyun oynarken anormal bir tavrımız vardı

Todo el mundo está harto de la actitud despectiva de Dan.

Herkes Dan'ın küçümseyen tavrından bıktı.

La actitud positiva es algo por lo que vale la pena luchar.

Pozitiflik, uğruna savaşmaya değen bir şey,

Contra las expectativas, su actitud militar ganó al príncipe regente de Portugal.

Beklentilere rağmen askerlik tarzının Portekiz'in Prens Regent'ini kazandığı

Tienes que tener una actitud positiva si quieres tener éxito en la vida.

Hayatta başarılı olmak istiyorsan olumlu bir tutuma sahip olmalısın.

Tu actitud ante los acontecimientos me empuja a la desesperación y la inseguridad.

Senin olaylar karşısındaki tutumun beni ümitsizliğe ve güvensizliğe itiyor.

Expresan una especie de ... actitud no arrepentida, pero es un poco arrepentida: 'Sí, bueno,

Bir tür… pişmanlık duymayan bir tavır sergiliyorlar, ama bu biraz üzücü: 'Evet,

En realidad, es la actitud práctica, y también el gusto por algún tipo de broma.

Bu aslında tavır ve bir tür şakadan hoşlanma meselesi.

Dejando a un lado la cuestión de los hechos o la ficción, todos expresan, creo, una actitud

Gerçek ya da kurgu sorusunu bir kenara bırakırsak, bence hepsi çok karakteristik ve tutarlı bir tavrı