Translation of "Alegre" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Alegre" in a sentence and their turkish translations:

No suenas alegre.

Mutlu görünmüyorsun.

Tom es alegre.

Tom eğlenceli.

Actitud alegre comportamiento sincero

neşeli tavrı samimi davranışları

Es un joven alegre.

O neşeli bir genç insan.

Está un poco alegre.

O biraz çakırkeyf.

Son gente muy alegre.

Onlar çok neşeli insanlar.

Él es un anciano alegre.

O, neşeli, yaşlı bir adam.

Mi vida está muy alegre.

Yaşamım çok mutlu.

¿Por qué estás tan alegre?

Neden çok neşelisin?

Tom casi siempre es alegre.

Tom neredeyse her zaman neşelidir.

Porto Alegre es una ciudad hermosa.

Porto Alegre güzel bir şehirdir.

Ella siempre está alegre y sonriente.

O her zaman neşeli ve güler yüzlüdür.

¿Por qué estás tan alegre hoy?

Sen bugün neden çok mutlusun?

Tu hijo es un chico alegre.

Senin oğlun mutlu bir çocuk.

Vi una alegre sonrisa en su rostro.

Onun yüzünde mutlu bir gülümseme gördüm.

La nación entera estaba alegre por la noticia.

Tüm ulus haberden memnun oldu.

Cuando el perro está alegre mueve la cola.

Köpek mutlu olduğunda kuyruğunu sallar.

Ella es la más alegre de su clase.

O sınıfının en mutlusu.

Con una sonrisa alegre se puede mantener bien las apariencias.

- Mutlu bir gülümseme ile yüzünüzü koruyabilirsiniz.
- Mutlu bir gülümsemeyle görünüşü kurtarabilirsiniz.

- Vamos a recibirlo con una alegre sonrisa.
- Recibámoslo con una gran sonrisa.

Mutlu bir gülümseme ile onu çekelim.

- Me gusta verte contenta.
- Me gusta verte contento.
- Me gusta verte alegre.

Senin memnun olduğunu görmek hoşuma gidiyor.

Porto Alegre es la capital más al sur de un estado brasileño.

Porto Alegre, Brezilya'nın en güneydeki eyalet başkentidir.

- Tan pronto estaba alegre como triste.
- Tan pronto estaba contenta como triste.

- Bir an neşeliydi, ardından kederlendi.
- Kâh mutlu, kâh mutsuzdu.

- Parece que está usted muy alegre hoy.
- Parece que hoy estás muy contento.

Bugün çok mutlusun gibi görünüyor.

- Ella tuvo una niñez feliz.
- Ella tuvo una infancia alegre.
- Ella tuvo una infancia feliz.

Onun mutlu bir çocukluğu vardı.

Cuando estás alegre, los libros pueden incrementar tu felicidad; cuando estás triste, los libros pueden aliviar tu pesar.

Neşeliyken, kitaplar mutluluğunuzu artırabilir; üzgünken, kitaplar kederinizi azaltabilir.

Soy tan ligero como una pluma, tan feliz como un ángel, tan alegre como un niño de escuela. Estoy tan eufórico como un borracho. ¡Una feliz Navidad a todos! Un feliz Año Nuevo a todo el mundo.

Ben tüy kadar hafifim, bir melek kadar mutluyum, bir okul çocuğu kadar neşeliyim. Sarhoş bir adam kadar sersemim. Mutlu bir Noel herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı.