Examples of using "Criatura" in a sentence and their turkish translations:
tersi pis olan dev bir yaratık.
çok garip yaratık bu karıncalar
Ejderha hayali bir yaratıktır.
Fil kocaman bir yaratıktır.
Bu yaratık yüzyıllardır korku salmıştır.
Asya orman kırkayağı, korkutucu bir üne ve yüzyıllar boyu
erken evrimleşmiş bir canlıdır bu yarasalar
Bunu gerçekten hissedebiliyordum. O büyük yaratığı.
- Her yaratık, Tanrı'nın bir sözüdür.
- Her mahlukat, Allah'ın bir ayetidir.
Hiçbir yaratık uzayda yaşayamaz.
hiçbir canlı gereksiz diyemeyiz
Son zamanlarda tuhaf bir deniz yaratığı bulundu.
madem imkansız karınca yiyen diye bir yaratık var
Su olmadan hiçbir yaratık yaşayamaz.
bu devasa yaratık, zırhlı gövdesiyle doğrudan mücadeleye girer.
canlılar arasında ekolojiyi bozan tek canlı ise
İskandinavya'nın çam ormanlarında neredeyse doğaüstü güçlere sahip bir yaratık yaşar.
O an, bu inanılmaz yaratığın gözlerine bakıyordum.
Sonra ahtapotun yalnız bir yaratık olduğu gerçeğini düşünün
Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?
Dünya'daki her yaratığın geceden sağ çıkmanın bir yolunu bulması gerekir. GÜN BATIMINDAN ŞAFAĞA