Translation of "Gigante" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Gigante" in a sentence and their turkish translations:

Dijo el gigante.

dedi dev

Un ciempiés gigante.

Dev bir kırkayak.

Un escorpión peludo gigante.

Dev kıllı akrep.

- Yo vivo en una cubeta gigante.
- Yo vivo en un balde gigante.

Ben dev bir kova içinde yaşıyorum.

Una criatura gigante con actitud.

tersi pis olan dev bir yaratık.

Brasil es un país gigante.

Brezilya büyük bir ülke.

Él tiene una polla gigante.

- Onun büyük bir horozu var.
- Onun koca bir yarağı var.

E incluso sobre el gigante mismo.

ve hatta devin kendisi hakkında bile.

Si el mundo es un imán gigante

evet dünya dev bir mıknatıs

Un pájaro gigante vino volando hacia él.

Dev gibi bir kuş ona doğru uçarak geldi.

Un monstruo gigante viene bajando la montaña.

Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.

¡Un reptil gigante está destruyendo la ciudad!

- Dev bir kertenkele şehri mahvediyor.
- Dev bir kertenkele kenti yok ediyor!

Tengo un oso panda de peluche gigante.

Doldurulmuş dev bir panda ayım var.

Echa un vistazo a ese país gigante Alemania

o dev ülke Almanya'ya bir bakın

O hay un gigante llamado Microsoft y Apple

Ya Microsoft ve Apple denen bir dev var

Pero se enfrentaba nuevamente al gigante llamado Microsoft

Fakat karşısında yine Microsoft denen dev duruyordu

Nancy nunca había visto antes un panda gigante.

Nancy daha önce bir dev panda görmemişti.

¿Cuál es el nombre científico del pulpo gigante?

Dev mürekkep balığının bilimsel ismi nedir?

Y leí lentamente para recordar a El gigante egoísta,

Bencil devi, duvarı nasıl en sonunda yıktığını

El intendente cortó la cinta con una tijera gigante.

Belediye başkanı dev bir makasla kurdeleyi kesti.

Cuando empezó a funcionar, Microsoft volvió a ser gigante mundial

Bu işe girdiğinde ise Microsoft yine dünya deviydi

Incluso si yo fuera un enano, todavía sería un gigante.

Cüce bile olsaydım, aynı anda dev olurdum.

- Tokio es una ciudad enorme.
- Tokio es una ciudad gigante.

Tokyo büyük bir şehir.

La clase más grande de almeja es la almeja gigante.

Deniz tarağının en büyük türü dev deniz tarağıdır.

En Japón, inspiró la leyenda de un ciempiés gigante llamado Ōmukade.

Japonya'da, Ōmukade adındaki dev kırkayak efsanesine ilham kaynağı olmuştur.

Sí, el cuerpo de agua significa ola gigante pero técnicamente diferente

evet su kütlesi dev dalga anlamına gelse de teknik olarak farklı

Veamos las diferencias técnicas entre la ola gigante y el tsunami.

dev dalga ile tsunami arasındaki teknik olarak farklılıklara bir de şu açıdan bakalım

La tortuga gigante El Solitario George, murió en las Islas Galápagos.

Dev kaplumbağa Yalnız George, Galapagos Adaları'nda öldü.

Se dieron cuenta de que debía haber un planeta gigante y distante.

Farkına vardılar ki uzak, devasa bir gezegen olmalıydı;

Y, al mismo tiempo, tiene una economía de comercio en línea gigante

Aynı zamanda Çin, başka herhangi bir ülkenin uyarlamaya yaklaşamadığı

Pero la verdad es que estoy tratando de despertar a este gigante,

Gerçek şu ki ben bu devi uyandırmaya çalışıyorum

El universo es un átomo gigante y todo es afectado por él.

Evren dev bir atom ve her şey ondan etkilenir.

El autor Oscar Wilde escribió la historia de "El gigante egoísta" en 1888.

Yazar Oscar Wilde, "Bencil Dev" hikâyesini 1888'de yazdı.

Técnicamente puede tener un máximo de 500 metros de longitud de ola gigante

zaten teknik olarak maksimum 500 metre olabiliyor dev dalganın uzunluğu

Él era una persona servicial. Aprendimos esta situación de otro gigante de Yeşilçam

yardımsever de bir insandı. Biz bu durumu başka yeşilçam devinden öğrendik

Fundada por dos estudiantes de doctorado, esta empresa es ahora un gigante mundial.

Doktora yapan iki öğrencinin kurduğu bu şirket artık bir dünya devi.

Es como un cerebro submarino gigante que funciona desde hace millones de años.

Milyonlarca yıldır çalışan dev bir su altı beyni gibi.

Murió la tortuga gigante de las Islas Galápagos conocida como el Solitario George.

Yalnız George olarak bilinen Galapagos Adalarının dev kaplumbağası öldü.

Es un escorpión gigante del desierto. Y miren cómo todo el exoesqueleto se ilumina.

Bu tüylü bir çöl akrebi ve dış iskeletinin nasıl parladığına baksanıza.

Una ardilla gigante se traga docenas de minúsculas semillas de higo con cada bocado.

Dev bir sincap ağzını her seferinde düzinelerce küçük incir tohumuyla dolduruyor.

Así que de niño fue muy emocionante experimentar la fuerza del gigante océano Atlántico.

Bir çocuk olarak devasa Atlantik Okyanusu'nun gücüyle yaşamak inanılmaz heyecanlıydı.

Pero en la ola gigante sabemos, si la longitud de onda es de 20 metros

fakat bizim bildiğimiz dev dalgada, dalga boyu 20 metre ise

El cuerpo gigante de Davout fue la punta de lanza de la invasión de Napoleón.

Davout'un dev birliği, Napolyon'un işgalinin mızrak ucuydu.

El Sol se convertirá en una gigante roja en unos cinco mil millones de años.

Güneş yaklaşık 5 milyar yıl içinde kırmızı bir dev olacaktır.

Esas sombras aparecieron de una forma similar a la de un dinosaurio gigante, con un cuello largo y una mandíbula muy grande, sin dientes.

Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.

Los comentaristas han descrito el sonido de las vuvuzelas como "molesto" y "satánico", y lo han comparado con "una estampida de elefantes ruidosos", "una plaga ensordecedora de langostas", "una cabra camino del matadero", "una colmena gigante llena de abejas muy furiosas" y "un pato drogado con anfetas".

Maç spikerleri vuvuzelaların seslerini "rahatsız edici" ve "şeytani" gibi çeşitli şekillerde tarif ettiler ve onu "gürültücü fillerin izdihamı", "sağır eden çekirge sürüsü", "katliam yolundaki bir keçi", "çok kızgın arılarla dolu büyük bir kovan" ve "hızlı ördek"'e benzettiler.