Examples of using "Mar" in a sentence and their turkish translations:
Biz denizde yüzdük.
O, denize gitmek istedi.
Geceleri deniz...
Denize kadar araba sürelim.
O, mavi denize ulaştı.
Biz deniz kenarında yaşıyoruz.
Deniz mavidir.
Yosunu mu seçtiniz?
bir denize göre çok fazla derin
Okyanus sakindi.
- Saatlerce denize baktım.
- Saatlerce denizi seyrettim.
Ben denize baktım.
Denizde yüzmeye gittim.
Dağları denizlerden daha çok severim.
Ermenistan'da deniz yoktur.
Deniz sakin.
Denizde adalar var.
Denizde yüzmeye gittik.
Dün Betty denize gitti.
O hiç okyanus görmedi.
Denizde adalar vardı.
Deniz suyu saydam değildir.
Rüzgar denizden esiyor.
Biz denizde yüzdük.
Bazı çocuklar denizde yüzüyor.
İlki deniz seviyesi yükselmesi.
Nehir denize doğru akmaktadır.
Uçurum deniz üzerinde duruyor.
Deniz haşin bir metrestir.
O, denizden korkar.
Mary bir deniz kestanesidir.
Deniz teknelerle doluydu.
Birçok erkek denizde öldü.
Birçok insan denizde öldü.
Deniz köpek balıklarıyla istila edilmiş.
Ben dağları okyanusa tercih ederim.
O sadece hüsnükuruntu.
O, denize doğru yürüyordu.
Balık denizde yaşar.
Japonya denizle çevrilidir.
Buradan okyanusu koklayabilirsin.
Bazı çocuklar okyanusta yüzerler.
Denizden gelen rüzgarlar nemlidir.
Tom okyanusta boğuldu.
Ben de okyanusu görmek istiyorum.
Evi denize yakın.
Buradan denizi duyabiliyorum.
Ben hiç kırmızı bir deniz görmedim.
Okyanusu buradan duyabiliriz.
- Evim denize bakıyor.
- Benim evim denize doğru bakar.
- Evim full deniz manzaralı.
Deniz seviyesi yükseliyor.
Ben denize açılmak istedim.
Deniz misin, liman mı?
Gökyüzü mavidir, deniz de mavidir. Gökyüzü ve deniz mavidir.
Dağı denizden daha çok severim.
bu okyanus görüntüsüne bakmanızı istiyoruz.
ve okyanusa doğru yüzmek istiyorsunuz.
aynı zamanda denizle okyanusal derinliğe de sahip değil
Fırtınadan dolayı deniz haşindi.
Gökyüzü,deniz ile karışmış gibi göründü.
Denizde şiddetli bir fırtına vardı.
Okyanus manzaralı bir tablonuz var mı?
Denizde yüzerken dikkatli olmalısın.
Güneş denizden yükseldi.
Nehir yavaş yavaş denize doğru akar.
Ben denizde geminin battığını gördüm.
Denizdeki kum kadar parası vardı.
Gemi denizde battı.
Tatilimizi her zaman deniz kenarında geçiririz.
Atlantis denize battı.
O, denize çıplak daldı.
O yüzmek için denize gitti.
Ben her gün denizde yüzerim.
Okyanusun dibinde kum vardır.
Denize bakarak durdu.
O, denizde babasını kaybetti.
İtalya, Akdeniz'le çevrilidir.
Karadeniz'in dalgalarını severim.
Buraya gelip denizi görebilirsin.
Şu göl denize benziyor.
Onun deniz kenarında bir evi var.
Yazın insanlar denizi tercih ediyor.
Deniz gergedanı denizin tek boynuzlu atıdır.
Deniz minaresi mi, çiçekli yosun mu?
Ve bu da benim denizin üstündeki ofisim.
çünkü Marmara Denizi okyanusal derinliğe sahip
Pasifik'in güneyinde battığından habersizdi.
Deniz havası saf ve sağlıklıdır.
Denizi düşündüğümde, sakin hissediyorum.
Bir kadın, gemiden denize düştü.
Gemi denizin dibine battı.
Nehir Japon Denizi'ne akar.
İrlanda ve İngiltere deniz ile ayrılır.
Denize yakın yerde büyüdü fakat yüzmekten nefret eder.