Examples of using "Abandonar" in a sentence and their turkish translations:
ve korkuyu bırakmamı sağladı.
Gemiyi terk etmeliyiz.
Çıkmak istiyor musun?
Onlar fikri terk etmeliler.
Beni terk edemezsin.
Çocuklarını terk edeceksin.
Ben arkadaşımı terk edemem.
-fırlama, salondan çıkıp gitmek anlamında-
Ama artık pes etmek yoktu.
Biz planımızdan vazgeçmek zorundaydık.
Hiçbir şey ondan vazgeçmem için beni zorlayamaz.
Otelden ayrılmaları yasaklandı.
Tom'u terk edemezsin.
Planı terk etmek zorundayız.
Hayalimden vazgeçemiyorum.
Seni bırakmayacağım.
Planımızdan vazgeçmek zorunda kaldık.
Gemiyi terk etmemiz gerektiğini düşünüyor musun?
Hiç kimse arkadaşlarını terk etmemeli.
Sadece Tom'u terk edemem.
Şimdiki işimi bırakacağım.
"Cal, sosyal medyayı bırakamam,
bir ortak bulma hevesinden, haftalık 60 saatlik mesailerden
üniversiteyi bırakma kararı aldı ve 1995 yılında
Sigara içme alışkanlığından vazgeçmek zor.
Plandan vazgeçmek zorunda kaldım.
Planımızdan vazgeçmek zorunda kaldık.
O sanat için hukuku terk etmeye karar verdi.
O, şirketten ayrılmaya kararlıdır.
Hastalarınız sizi terk etmeyecek.
Kaptan gemiyi terk etme emri verdi.
Araçlarını karda terk etmek zorunda kaldılar.
Tom görevini terk etmeye zorlandı.
Başı beladaki arkadaşını bırakamadı.
Tom odayı terk eden son kişiydi.
Tom okulu bırakmaya ve tamgün çalışmaya karar verdi.
en sık duyduğum üçüncü itiraz.
Okulu bıraktığım için biri benimle dalga geçtiğinde,
Eğer büyük resmi görmek istiyorsanız
Tam yardımımıza ihtiyacı olduğunda Tom'u terk edemeyiz.
Boston'dan ayrılmak zorundasın.
Fakat bir noktada, üniversiteyi bırakmak zorunda kaldım.
Ailemi terk edemem.
- Ne zaman istifa edeceğimi biliyorum.
- Ne zaman duracağımı biliyorum.
O, onunla evlenme ümitlerinden tamamen vazgeçemedi.
Kaptan batan gemiyi terk eden son kişiydi.
Anne ve babalar asla bu dünyadaki hiçbir şey için çocuklarını terk etmezler.
Hastalık onu okuldan vazgeçmesi için zorladı.
Kimsenin bu binadan çıkmasına izin verilmiyor.
Bir sonraki yıl Wellington'un Salamanca'daki zaferi Soult'u Sevilla'daki sarayını terk etmeye
Vazgeçmek hiç aklımdan geçmedi.
Boston'a gitmek zorundasın.