Examples of using "Van" in a sentence and their turkish translations:
- Onlar nereye gidiyorlar?
- Onlar nereye gidiyor?
- Onlar nereye gidiyorlar?
- Onlar nereye gidiyor?
Gidiyorlar.
Onlar ayakkabısız gidiyorlar.
Onlar nereye gidiyorlar?
Sen de gidecek misin?
Onlar gidiyorlar.
Bunu ödeyecekler mi?
Onlar flört ediyorlar mı?
- Şimdi nereye gidiyorlar?
- Onlar şimdi nereye gidiyor?
Siz arkadaşlar nereye gidiyorsunuz?
- Geri gelecekler.
- Onlar dönecekler.
Onlar nadiren oraya gider.
Uyuyacaklar.
Onların bir bebeği olacak.
Onlar anlayacaklar.
daha az hastaneye gitmenizden kaynaklanıyor.
Onlar Ishikawa'ya gidiyorlar.
Onlar anlayacak.
Onlar eve gidiyorlar.
- Nasılsın?
- Nasıl gidiyor?
Onarımlar nasıl gidiyor?
Durumlar kötüleşiyor.
Onlar geri gelmeyecekler.
- Ne alacaksınız?
- Ne içeceksiniz?
Alışverişe giderler.
Frenler de çalışmıyor.
Onlar geç saatlere kadar çalıştırıyorlar.
hepsi birbiriyle bağlantılı.
yaralanmaya hücum ediyorlar.
Her zaman sana geri dönecekler.
Nereye gidiyorsunuz?
Şartlar daha iyi olacak.
Herkes orada olacak.
Tom kamyoneti park ediyor.
Dışarı mı çıkıyorsun?
Çocuklar okula gidiyor mu?
Neden bunu yapacaklar?
Onların nereye gittiğini göreceğim.
Planlarımız şekilleniyor.
Yürü be kim tutar seni.
İşler nasıl gidiyor bakalım?
Onlar mağazalarını büyütecek.
Daha fazla insanı işe alacaklar mı?
Onlar beni yakalamayacaklar.
Bana ne zaman ödenecek?
Kot pantolonlar her şeyle gider.
O otomobili satın alacak mısınız?
Bu öğleden sonra nereye gidiyorsun?
Van Buren teklifi reddetti.
Erkekler işe giderler.
Libya'ya tatile gidiyorlar.
Ben büyük bir zam alıyorum.
Onlar bizi yalnız bırakmayacak.
Peki kararınız ne olacak? Tamam.
görevden ayrılırken arkalarında
Ve onlar bu kıtayı
Onlar pazar günü kiliseye giderler.
Onlar bugün gelmiyor.
Hiç bir karavan sürdün mü?
Evlenecekleri söylentisi dolaşıyor.
Onlar Tom'la ilgilenecek.
Onlar açlıktan ölecekler.
Ne yapacaklarını düşünüyorsun?
Bence şaşıracaksınız.
Onlar bunu bizim için yapacak.
Bu akşam ne yapacaksınız?
Böyle çalışmaya devam edin, çok iyi olacaksınız.
Onlar seni burada bulmayacak.
Onlar beni dövecek mi?
Onlar Tom'la konuşmayacak.
İşte bu. Beni öldürecekler.
Adamlar kısa kollu giyiyorlar.
Kademeli olarak, hepsi terk ediyor.
Hristiyanlar camiye gitmez.
Beni evden atacaklar.
Van Horn ailesi zengindi.
Annen ve baban eve geliyor mu?
Onlar Sam için bir parti verecekler.
Alacağın bilgiyle ne yapacaksın?
Bu size dünyayla ilgili bir şey söylemez;
çünkü yeniden görüşeceksiniz.
Okula gidebilenler ise
Onun yanındayız. 86 ailenin tamamı.
akşam yemekleri balık
Bunlar birçok sebepten ötürü harika olacak.
kıtalar ayrılırken
karıncalar gerçekten bu dünayaya
Bu uğurda ne yapmayı düşünüyorsunuz?
O tür sözler size yakışmıyor.
Onlar her Pazar ibadet ederler.
Van Gogh'un eserlerini taklit etti.
Onların çocukları bugün vaftiz edilecek.
- İşler gittikçe daha kötü bir hal alıyor.
- Meseleler gittikçe kötüleşiyor.