Translation of "Van" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Van" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Adónde van?
- ¿A dónde van?
- ¿Adónde van ellos?

- Onlar nereye gidiyorlar?
- Onlar nereye gidiyor?

- ¿Adónde van?
- ¿A dónde van?

- Onlar nereye gidiyorlar?
- Onlar nereye gidiyor?

- Ellos van a ir.
- Ellas van a irse.
- Se van.

Gidiyorlar.

Van descalzos.

Onlar ayakkabısız gidiyorlar.

¿Adónde van?

Onlar nereye gidiyorlar?

¿Ustedes van también?

Sen de gidecek misin?

Ellos se van.

Onlar gidiyorlar.

¿Van a pagarlo?

Bunu ödeyecekler mi?

¿Van a salir?

Onlar flört ediyorlar mı?

¿Adónde van ahora?

- Şimdi nereye gidiyorlar?
- Onlar şimdi nereye gidiyor?

¿Adónde van ustedes?

Siz arkadaşlar nereye gidiyorsunuz?

Van a regresar.

- Geri gelecekler.
- Onlar dönecekler.

Raramente van allí.

Onlar nadiren oraya gider.

Van a dormir.

Uyuyacaklar.

- Ellos van a tener un bebé.
- Van a ser papás.

Onların bir bebeği olacak.

- Entenderán.
- Van a entender.
- Lo van a entender.
- Lo entenderán.

Onlar anlayacaklar.

van menos al hospital.

daha az hastaneye gitmenizden kaynaklanıyor.

Ellos van a Ishikawa.

Onlar Ishikawa'ya gidiyorlar.

- Entenderán.
- Van a entender.

Onlar anlayacak.

Se van a casa.

Onlar eve gidiyorlar.

¿Cómo van las cosas?

- Nasılsın?
- Nasıl gidiyor?

¿Cómo van las reparaciones?

Onarımlar nasıl gidiyor?

Las cosas van empeorando.

Durumlar kötüleşiyor.

No van a volver.

Onlar geri gelmeyecekler.

¿Qué van a tomar?

- Ne alacaksınız?
- Ne içeceksiniz?

Ellos van de compras.

Alışverişe giderler.

Los frenos tampoco van.

Frenler de çalışmıyor.

- Se les hizo tarde.
- Ellos van con retraso.
- Ellos van tarde.

Onlar geç saatlere kadar çalıştırıyorlar.

Ambas van de la mano.

hepsi birbiriyle bağlantılı.

Se van hacia una lesión.

yaralanmaya hücum ediyorlar.

Siempre te van a volver.

Her zaman sana geri dönecekler.

- ¿Adónde vais?
- ¿A dónde van?

Nereye gidiyorsunuz?

Las cosas van a mejorar.

Şartlar daha iyi olacak.

Todos van a estar ahí.

Herkes orada olacak.

Tom está estacionando la van.

Tom kamyoneti park ediyor.

- ¿Salís?
- ¿Van a salir ustedes?

Dışarı mı çıkıyorsun?

¿Los niños van al colegio?

Çocuklar okula gidiyor mu?

¿Por qué van a hacerlo?

Neden bunu yapacaklar?

Voy a ver adónde van.

Onların nereye gittiğini göreceğim.

Nuestros planes van tomando forma.

Planlarımız şekilleniyor.

Los odiadores van a odiar.

Yürü be kim tutar seni.

¿Qué tal van las cosas?

İşler nasıl gidiyor bakalım?

Van a agrandar su tienda.

Onlar mağazalarını büyütecek.

¿Van a emplear más gente?

Daha fazla insanı işe alacaklar mı?

No me van a atrapar.

Onlar beni yakalamayacaklar.

¿Cuándo me van a pagar?

Bana ne zaman ödenecek?

Los jeans van con todo.

Kot pantolonlar her şeyle gider.

¿Van a comprar ese automóvil?

O otomobili satın alacak mısınız?

¿Adónde van ustedes esta tarde?

Bu öğleden sonra nereye gidiyorsun?

Van Buren rechazó la oferta.

Van Buren teklifi reddetti.

Los hombres van a trabajar.

Erkekler işe giderler.

Van de vacaciones a Libia.

Libya'ya tatile gidiyorlar.

- Me van a dar un gran aumento.
- Me van a subir harto el sueldo.

Ben büyük bir zam alıyorum.

- No nos van a dejar en paz.
- Ellos no nos van a dejar en paz.
- Ellas no nos van a dejar en paz.

Onlar bizi yalnız bırakmayacak.

¿Qué van a hacer? Muy bien.

Peki kararınız ne olacak? Tamam.

Son aquellos que cuando se van

görevden ayrılırken arkalarında

Y van a llenar este continente

Ve onlar bu kıtayı

Van a la iglesia los domingos.

Onlar pazar günü kiliseye giderler.

Ellos no van a venir hoy.

Onlar bugün gelmiyor.

¿Has conducido una van alguna vez?

Hiç bir karavan sürdün mü?

Se rumorea que van a casarse.

Evlenecekleri söylentisi dolaşıyor.

Ellos van a cuidar a Tom.

Onlar Tom'la ilgilenecek.

Se van a morir de hambre.

Onlar açlıktan ölecekler.

¿Qué piensas que van a hacer?

Ne yapacaklarını düşünüyorsun?

Pienso que se van a sorprender.

Bence şaşıracaksınız.

Lo van a hacer por nosotros.

Onlar bunu bizim için yapacak.

¿Qué van a hacer esta tarde?

Bu akşam ne yapacaksınız?

Sigan estudiando así, van muy bien.

Böyle çalışmaya devam edin, çok iyi olacaksınız.

No te van a encontrar aquí.

Onlar seni burada bulmayacak.

¿Van ellos a darme una paliza?

Onlar beni dövecek mi?

No van a hablar con Tom.

Onlar Tom'la konuşmayacak.

Ya está. Me van a matar.

İşte bu. Beni öldürecekler.

Los hombres van en manga corta.

Adamlar kısa kollu giyiyorlar.

De a poco se van todos.

Kademeli olarak, hepsi terk ediyor.

Los cristianos no van a mezquitas.

Hristiyanlar camiye gitmez.

Me van a echar de casa.

Beni evden atacaklar.

La familia Van Horn era rica.

Van Horn ailesi zengindi.

- ¿Tus padres van a venir a la casa?
- ¿Van a venir tus padres a casa?

Annen ve baban eve geliyor mu?

- Ellos van a hacer una fiesta para Sam.
- Le van a hacer una fiesta a Sam.

Onlar Sam için bir parti verecekler.

¿Qué van a hacer con esa información?

Alacağın bilgiyle ne yapacaksın?

No van a descubrir nada útil sabiéndolo

Bu size dünyayla ilgili bir şey söylemez;

Porque se van a encontrar de nuevo.

çünkü yeniden görüşeceksiniz.

Y quienes sí van a la escuela

Okula gidebilenler ise

Lo van a tener, las 86 familias.

Onun yanındayız. 86 ailenin tamamı.

van a tener pescado para la cena,

akşam yemekleri balık

Van a ser geniales por múltiples razones.

Bunlar birçok sebepten ötürü harika olacak.

A medida que los continentes se van

kıtalar ayrılırken

Las hormigas realmente van a este mundo

karıncalar gerçekten bu dünayaya

Y, ¿qué van a hacer al respecto?

Bu uğurda ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Esa clase de comentarios no van contigo.

O tür sözler size yakışmıyor.

Ellos van a misa todos los domingos.

Onlar her Pazar ibadet ederler.

Él imitó las obras de Van Gogh.

Van Gogh'un eserlerini taklit etti.

Sus hijos van a ser bautizados mañana.

Onların çocukları bugün vaftiz edilecek.

Las cosas van de mal en peor.

- İşler gittikçe daha kötü bir hal alıyor.
- Meseleler gittikçe kötüleşiyor.