Translation of "¡pedazo" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "¡pedazo" in a sentence and their turkish translations:

- ¡Idiota!
- ¡Imbécil!
- ¡Pedazo de idiota!

- Seni aptal!
- Seni aptal!!

Aquí hay un pedazo de papel.

İşte bir parça kağıt.

Los ratones se comieron un pedazo del pan.

Fareler ekmeğin bir kısmını yedi.

¿Te importaría escribirlo en este pedazo de papel?

Onu bu bir parça kağıda yazar mısın?

Un pedazo del cometa se dirigió a la tierra.

kuyruklu yıldızdan kopan bir parça dünyaya yöneldi

Dame un pedazo de papel para escribir, por favor.

Lütfen yazmak için bana bir parça kağıt ver.

¿Qué acabaste de decirme, tú maldito pedazo de mierda?

Sen bana ne dedin, seni küçük pislik?

El perro tenía un pedazo de carne en la boca.

Köpeğin ağzında bir parça et vardı.

Anoté su número de teléfono en un pedazo de papel.

Bir kağıt parçasına onun telefon numarasını not aldım.

- Dame un trozo de papel.
- Dame un pedazo de papel.

Bana bir parça kağıt ver.

Él le arrojó un pedazo de carne a un perro.

Köpeğe bir parça et fırlattı.

Ella tiene un pedazo de pan atorado en su garganta.

O, boğazına bir parça ekmek sıkıştırdı.

- ¿Quieres otro trozo de pastel?
- ¿Querés otro pedazo de budín?

Bir parça daha pasta ister misiniz?

Tom le cortó un pedazo de torta a su hermana.

Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.

Tom se cortó el dedo con un pedazo de vidrio.

Tom bir cam parçası ile parmağını kesti.

Levanta las manos como si estuviera comiendo un pedazo de comida,

Ellerini, sanki bir parça yemek yiyormuş gibi kaldırıyor

Me parece que todavía tengo un pedazo de pizza en el horno.

Sanırım fırında biraz artık pizzam var.

Una chica me dio una naranja a cambio de un pedazo de torta.

Bir kız bir parça kek karşılığında bana bir portakal verdi.

Tom tenía un pedazo de chicle pegado en la suela de uno de sus zapatos.

Tom'un ayakkabılarından birinin altına sakız yapışmıştı.

- ¿Me podrían dar un trozo de tarta de queso?
- ¿Podrían darme un trozo de tarta de queso?
- ¿Me podrían dar un pedazo de tarta de queso?
- ¿Podrían darme un pedazo de tarta de queso?

Bir parça peynirli kek alabilir miyim?

Ningún hombre es una isla, completo en sí mismo; cada hombre es un pedazo del continente.

Hiç kimse adanın tamamı değildir. Herkes kıtanın bir parçasıdır.