Translation of "Dirigió" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Dirigió" in a sentence and their turkish translations:

Él dirigió la reunión.

O, toplantıyı yönetti.

Tom se dirigió hacia el podio.

Tom podyuma doğru yürüdü.

Él dirigió la carta a su tío.

Mektubu amcasına gönderdi.

Napoleón dirigió a sus ejércitos hacia Rusia.

Napolyon ordusunu Rusya'ya yönlendirdi.

Tom se dirigió andando hacia los ascensores.

Tom asansörlere doğru yürüdü.

Ney dirigió un ataque crucial contra el enemigo.

Ney, düşmana önemli bir saldırı düzenledi.

Una banda dirigió la marcha por la ciudad.

Bir grup kentin içinden geçit açtı.

Se dirigió hacia la puerta a toda velocidad.

O, son hızla kapıya doğru gitti.

El alcalde se dirigió a una gran audiencia.

Belediye başkanı büyük bir kitleye hitap etti.

El alcalde se dirigió al público en general.

- Belediye başkanı genele hitap etti.
- Belediye başkanı halka hitap etti.

No me dirigió la palabra en varios días.

O birkaç gün boyunca benimle konuşmadı.

Luego dirigió un famoso restaurante allí por un tiempo

daha sonra orada ünlü bir restoranın işletmeciğini yaptı bir süre

Un pedazo del cometa se dirigió a la tierra.

kuyruklu yıldızdan kopan bir parça dünyaya yöneldi

Dirigió una serie de operaciones audaces contra los austriacos,

Yakın bir arkadaş olan General Desaix'in övgüsünü kazanarak

Y se dirigió hacia mí. Y mi instinto natural

Bana doğru gelmeye başladı. Ve doğal içgüdüm,

Se dirigió a su auditorio con una voz dulce.

O seyirciye yumuşak bir sesle hitap etti.

Se puso dolorosamente de pie y se dirigió hacia ellos.

acı içinde ayağa kalktı ve kabinlerden birine girdi.

En el año 1808, él dirigió una orquesta en Bamberg.

1808yılında Bamberg'te bir orkestra yönetti.

Ella agarró su toalla y se dirigió a la playa.

O havlusunu kaptı ve plaja gitti.

Ella se puso de pie y se dirigió hacia la ventana.

O kalktı ve pencereye doğru yürüdü.

Al año siguiente, dirigió al Sexto Cuerpo a la guerra contra Austria.

Ertesi yıl, Altıncı Kolordu'nun Avusturya'ya karşı savaşmasına öncülük etti.

Transferido a la división de Masséna, dirigió su batallón con distinción en Arcole y

. Masséna'nın tümenine transfer edildi, taburuna Arcole ve

Cuando Kennedy se dirigió al Congreso, Estados Unidos tenía solo quince minutos de experiencia en

Kennedy'nin kongrede konuştuğu gibi, Amerika Birleşik Devletleri sadece on beş dakikalık uzay uçuşu

Mataron a cuatro caballos bajo sus órdenes y dirigió personalmente el último y condenado ataque de

Altında dört atı öldürüldü ve şahsen İmparatorluk Muhafızlarının

En medio de la matanza de Borodino, Ney dirigió su cuerpo en ataque tras ataque en los terraplenes

Borodino katliamının ortasında Ney, Rus toprak işlerine yapılan saldırının ardından kolorduyla birlikte saldırıya geçti

En 1808, Soult fue ennoblecido como duque de Dalmacia y, más tarde ese mismo año, dirigió un cuerpo

Soult 1808'de Dalmaçya Dükü olarak yüceltildi ve o yıl Napolyon'un İspanya'yı işgalinde

Un Jefe de Estado Mayor dirigió la sección de Estado Mayor, que era responsable de poner en práctica las

getirilmedi . Kurye tarafından gönderilen yazılı talimatlar hazırlayarak , generalin

- Me habló en español.
- Ella me habló en español.
- Se dirigió a mí en español.
- Habló conmigo en español.

O benimle İspanyolca konuştu.