Examples of using "хотя" in a sentence and their turkish translations:
En azından deneseydin!
Paradokslar olmasına rağmen
- En azından deneseydin!
- Hiç olmadı bir tadına bak!
En azından deneyebilir misin?
Ama en azından işe yarıyor.
Tam bir kanıt olmasada
Şu an çok az da olsa
Hiç olmazsa uyudun.
O en azından dürüst.
En azından o konuda konuşalım.
Birazcık bile araştırılmış değil.
Ve birçok farklı LED türü bulunmakta.
kimsenin öngöremediği bir şekilde.
Ama adil başlarken
Güve, hiç değilse amacını gerçekleştirdi.
Bu moron saydığım kişiler
Günümüzde ise İslamiyet'e aykırı olmasına rağmen
Yağmur yağmasına rağmen, dışarı gittim.
- En azından oturabilir miyiz?
- Otursak bari?
Tom hasta olmasına rağmen yüzüyor.
En azından sana sarılabilir miyim?
Tom en azından teşekkür ederim diyebildi.
Onunla konuştun mu?
- En azından duş almalıydın.
- Hiç olmazsa duş alabilirsin.
- Hiç değilse duş alabilirsin.
- En azından duş alabilirsin.
Meşgul olmama rağmen anneme yardım ettim.
En azından onunla konuşayım.
En azından yarına kadar bekleyebilir misin?
dışarıdaki profesyonel el yazısı uzmanlarının
seksek. İsmi bir o kadar saçma olsa da
yazsak da az yazmışız
İslami bir gelenek gibi görünse de
benim için gerçi çokta önemli değil
ve epeyce ilerleme kaydetmiş olsak da
En azından seni görebiliyorum.
En az otuz dakika beklemeliyiz.
Tom en azından özür dileyebilir.
Yaşlı olmasına rağmen genç bir ruhu var.
her zaman bir yıldız değildi.
Tom en azından bir duş almalı.
O, zengin olmasına rağmen mutlu değildir.
En azından bir saate daha ihtiyacımız var.
1980'lerde bazıları şöyle düşündü,
En azından kesmeden bir bitirmeme izin verseniz olmaz mı?
En azından denemeliyim.
halbuki çok güzel bir özçekim olurdu.
ama aslında rengini kaybetmesi.
İlk vizeme çalışsam da
Gece görüşleri bizimkinden iyi olmasa da...
Vahşi düz kürklü su samurları gündüz aktif olsa da...
bu görüntüde ise her şey daha iyi gibi görünse de
biz tür olarak ikiye ayırsak da
yaşamasına rağmen kimse bu guruplara komutanlık
Fakir olmasına rağmen, o mutluydu.
O yanılıyor olmasına rağmen üzgün olduğunu söylemedi.
En azından sarılarak veda edebilir miyiz?
Herkesin bunu onaylamasına rağmen, ben onaylamıyorum.
Yorgun olmama rağmen elimden geleni yaptım.
Tom hasta olmasına rağmen bugün tekrar yüzüyor.
En azından sana akşam yemeği ısmarlayayım.
En azından Tom'la konuşayım.
- Yaşlı ama kuvvetli.
- Çok yaşlı olmasına rağmen, güçlü birisi.
Hiç olmazsa onlarla konuşayım.
Bu kitaplar en az bir kez okumaya değerdir.
Zengin olmasına rağmen çok sıkı çalışır.
- En geç altıda gelin.
- En azından altıda gelin.
- Hiç olmazsa altıda gelin.
sevdiklerinin ellerinden alınıp satılmamasını
"Daha kötü olabilirdi. En azından beyazım."
eğer yumurtaları haşlayıp buzdolabına koyuyorsanız--
memeli olmasına rağmen kış uykusuna yatarlar mesela.
3 günde kendini belli ederken bazısında ise
Avrupa da Amerika da o kadar virüs belası varken
Bizler şimdi de bu virüs var diye korkarken
Öyle görünmüyor olsa da çocuk hasta.
O yer en az bir kez ziyaret etmeye değer.
Çay istediğimde, bana kahve getirdi.
Pek çokları denese de kimse tarihi değiştiremez.
Seksenden fazla olmasına rağmen hâlâ sağlıklı.
Geç kalabilme ihtimalime rağmen orada olacağım.
Tom mükemmel olmasa bile Fransızcayı iyi konuşur.
O, hasta olmasına rağmen işe geldi.
Tom onun ebeveynlerinin istememesine rağmen bir dansçı oldu.
Hatta biraz meraklı değil misin?
Tom'un hiç olmazsa yardım önermesini umuyordum.
50 yaşında olmasına rağmen, hâlâ nefes kesici.
En azından açıklamak için bana bir fırsat verir misin?
O, Çinli olmasına rağmen Çince konuşmuyor.
İki kızdan herhangi birini tanıyor musun?
Her insan farklı bir yol izlesede, hedeflerimiz aynıdır.
Yemeği henüz yediğim halde hala açım.
Ayda en az bir kez anne babanı aramalısın.
Yakında yaşamasına rağmen , onu nadiren görürüm.
Yüz tane versiyonu olsa bile tek bir din vardır.
En azından pazartesine kadar Boston'da kalamaz mısın?
Her ne kadar bu anın bitmesini istesem de
ama bazen ameliyat etmek de gerekli olabilir.
Korkmadan ıssız patikalardan yürüyebiliyorken
Biz o yıllarda bile kadına o kadar çok değer verirken