Translation of "украсть" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "украсть" in a sentence and their turkish translations:

Сложно украсть у вора.

Bir hırsızdan çalmak zordur.

может украсть ваши личные данные

kişisel verilerinizi çalabilir

У вора украсть не грех.

Bir hırsızdan çalmak suç değildir.

Я хотел украсть у тебя копуз

size bir kopuz çalmak istiyordum

Том пытался украсть у Мэри деньги.

Tom Mary'nin parasını çalmaya çalıştı.

Есть предположения, кто мог украсть мой велосипед?

Bisikletimi kimin çalmış olabileceğine dair bir fikrin var mı?

Он поймал мальчика, пытавшегося украсть его часы.

Saatini çalan çocugu yakaladı.

Могу я украсть у Вас несколько минут?

- Birkaç dakikanızı alabilir miyim?
- Sizi birkaç dakikalığına çalsam olur mu?

Стресс в буквальном смысле может украсть ваши эстрогены,

Stres, östrojenlerinizi kelimenin tam anlamıyla çalabilir,

Голод вынудил мальчика украсть деньги из кассового аппарата.

Açlık çocuğu yazar kasadan para çalmak için zorladı.

Если нет собственных идей, можно просто украсть чужие.

- Eğer kendi fikriniz yoksa, başkalarınkini çalabilirsiniz.
- Aklına gelen bir şey yoksa, millet ne düşünüyor ona bir bak.

Том - единственный, кто мог украсть колье у Мэри.

Tom Mary'nin kolyesini çalmış olabilecek tek kişidir.

Том - единственный, кто мог украсть у Мэри деньги.

Mary'nin parasını çalmış olabilecek tek kişi Tom'dur.

Её поймали с поличным, когда она пыталась украсть ожерелье.

O bir kolyeyi çalmaya çalışırken suçüstü yakalandı.

Ваш фотоаппарат могут украсть, если вы оставите его там.

Orada bırakırsan fotoğraf makinen çalınabilir.

Есть какие-нибудь идеи, кому могло понадобиться украсть машину Тома?

Tom'un arabasını kimin çalmak isteyeceği konusunda herhangi bir fikrin var mı?

По всему миру дикие звери идут всё на больше уловок в попытке украсть пищу.

Dünya'nın dört bir yanında, vahşi hayvanlar yemek çalmak konusunda daha çok hüner göstermeye başlıyor.

- Он поймал мальчика, пытавшегося украсть его часы.
- Он схватил мальчика, стянувшего у него часы.
- Мальчик, крадущий его часы, был схвачен им.

Bir çocuğu onun saatini çalarken yakaladı.