Examples of using "рыбалке" in a sentence and their turkish translations:
Tom şimdi balık tutuyor.
Balık tutma konusunda ilk şeyi bilmiyorum.
Balık tutmak hakkında pek bilgim yok.
Onun balıkçılık için bir tutkusu var.
Bütün günü balık tutarak geçirdik.
Tom şimdi balık tutuyor.
Zıpkınla balık avlamanın anahtarı, balıkları şaşırtmaktır.
O, tüm boş zamanını balıkçılığa adadı.
Beni balıkçılık hakkında kitabım var.
Tom hayatında hiç balık tutmaya gitmedi.