Examples of using "пропустить" in a sentence and their turkish translations:
Bir şey kaçırmak istemedim.
Helikopteri kaçırmak istemiyorum!
atla gel şaban
Helikopteri kaçırmamalıyız!
- Partiyi kaçırmak istemedim.
- Partiyi kaçırmak istemiyordum.
Partiyi kaçırmak istemiyorum.
- Kitabın son bölümünü göz ardı edebilirsiniz.
- Kitabın son bölümünü çıkarabilirsiniz.
Bu iki satırı çıkarmalısın.
zannediyorum gümrükle bağlantılı kişilerin kaçırması lazım
Konserini kaçırmak istemezdim.
Tom treni kaçırmış olabilir, henüz gelmedi.
Bizimle buluşmak için dersi asmak zorunda kaldı.
Yeni komşularımızı bir içki için eve davet ettik.
Bir tek kelime kaçırmamak için dikkatle dinledi.
Bu tür hatayı gözden kaçırmak kolaydır.
bence heralde gümrükten bi bağlantı olması lazım ki kaçırsınlar
Son otobüsü kaçırmamam için otobüs durağına doğru aceleyle gittim.
Yaralar ve ateş, onu Varşova'da iyileşmeye zorladı ve bu nedenle Eylau Savaşı'nı kaçırdı.
Bir İngiliz, İskoç, İrlandalı, Galli, Gurka, Leton, Türk, Avustralyalı, Alman, Amerikalı, Mısırlı, Japon, Meksikalı, İspanyol, Rus, Leh, Litvan, Ürdünlü, Yeni Zelandalı, İsveçli, Fin, İsrailli, Rumen, Bulgar, Sırp, İsviçreli, Yunan, Singapurlu, İtalyan, Norveçli, Arjantinli, Libyalı ve Güney Afrikalı bir gece kulübüne gitmişler. Kulüp fedaisi de “Üzgünüm, bir Taylandlı olmadan içeri girmenize izin veremem.” demiş.