Examples of using "принимать" in a sentence and their turkish translations:
İlaç vaktin geldi.
İlaç almak zorundayım.
Karar verme zamanı.
Karar sana kalmış.
Karar alma zamanı.
Banyo yapma zamanı.
- Bir karar alınmalı.
- Bir karara varılmalı.
- Bir karar alınmak zorunda.
Sanırım vitaminler almalısın.
Kendi kararlarını vermelisin.
Kend kararlarımı verebilirim.
Bu benim vermem gereken bir karar.
Tom ilacını almayı bıraktı.
İlacınızı alma zamanı.
Sizin ilaç zamanı.
Tom haplarını almak için durdu.
Karar vermeyi severdi.
Sami asit almaya başladı.
Tom'un karar almasına izin ver.
Kendinizi çok ciddiye almamaya çalışın.
Nasıl olur? Tanrı'dan gelen iyiliği kabul edelim de kötülüğü kabul etmeyelim mi?
Geceleri duş almayı severim.
nerdeyse çekimser kalacaktım,
Tom kendi kararlarını vermek zorunda.
Tom kendi kararlarını vermek zorunda.
Geceleri duş almayı severim.
Bu ilaç aç karnına alınmalı.
Bugün misafirler için vaktim yok.
Hiçbir şey sorgusuz sualsiz kabul edilemez.
- Fadıl ilacını almayı bıraktı.
- Fadıl ilacını almayı durdurdu.
Ben zor kararlar vermeye alışkınım.
Karar vermeye alışkın değilim.
- Sen kimsin de o kararı veriyorsun?
- Sana mı kaldı bu kararı vermek?
Sabahları duş alma alışkanlığım var.
Mary tam yatmadan önce banyo yapmayı tercih ederken Tom sabahleyin duş almayı tercih eder.
Bu ilacı nasıl almam gerektiğini söylerseniz sevinirim.
Düşünmeniz gereken iki boyut.''
kendimi denklemden çıkarmak.
zengin bir katılım kültürüyle.
Geceleyin duş alamam.
Tom kendi kararlarını alamıyor.
Kararlarımı kendim verebilirim.
O hapları içmeyeceğim.
Neden bu kararı veren kişi ben olmak zorundayım?
Siz kutlamaya katılacak mısınız?
Bu ilacı içmeyi reddetmelisin.
Tom Mary'den hediye almayı reddetti.
Her şeyin altında bir bit yeniği aramamalısın.
Geceleyin duş alma alışkanlığım var.
Olayları olduğu gibi kabul etmelisin.
Bazı doktorlar hastalarına günde bir aspirin almalarını tavsiye ederler.
Seni ciddiye almak zor.
Doktor maratona katılmamı yasakladı.
- Biz onun gençliğini hesaba katmalıyız.
- Biz onun gençliğini göz önüne almalıyız.
Sabahları duş almak âdetimdir.
Şu anda bir karar vermenize gerek yok.
Toplantıya katılmamaya karar verdi.
Tom kendi kararlarını verebilecek kadar büyük.
Ne kadar süre bu ilacı almak zorundayım?
Bunu ciddiye almamız gerektiğini gösteren bir uyarı bu.
Tom zorlukları sever.
- Bu ilaç üç saatte bir alınmalıdır.
- Bu ilaç üç saatte bir alınmalı.
- Kendi kararlarımı verebilecek yaştayım.
- Kendi kararlarımı alacak kadar büyüdüm.
O ona o ilacı almayı durdurmasını tavsiye etti.
Tom her üç saatte bir ilaç almak zorunda.
Tom önerimizi kabul etmek için isteksiz görünüyor.
Bağışlanan hiçbir şeyi kabul etmemeliyiz.
Şu anda karar vermek zorunda değiliz.
Burada kaybolmak çok kolay. Akıllıca kararlar vermemiz gerekiyor.
O, sadaka almayı reddetti.
Tom steroid almaya başladıktan sonra kilo aldı.
- Bu ilaçlar günde üç kez alınmalıdır.
- Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalıdır.
- Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı.
Bunu kabul etmeyi reddediyorum.
Tom'a benim için kararlar vermesine izin vermem.
Doktorlar günde üç öğün tavsiye ediyorlar.
Bu ilaç günde üç defa alınmalı.
Bu ilacı günde üç kez alman gerekiyor.
Ben ağırdan almaya çalışıyorum.
Ben ağırdan almaya çalışıyordum.
Doktorum bana bu ilacı almayı bırakmamı önerdi.
Tom vitamin almanın gerekli olmadığına karar verdi.
Niçin beni olduğum gibi kabul etmiyorsun?
Ona her şeyi oldukları gibi kabul etmek öğretildi.
Böylece onları hap, soluk cihazı ve merhem kullanarak uygulamak mümkündür.
Şimdi ağırdan alsan iyi olur.
Her şey hesaba katılmalıdır.
Çok düşündükten sonra teklifi kabul etmemeye karar verdim.
Her altı saatte iki hap almalıyım.
Hemşire "Daha iyi olmak için tüm bu ilaçları almak zorundasın" dedi.
Her yemekten sonra bu tozu almak zorundasın.
Tom Mary'yi sevmeyi ya da birinin aşkını kabul etmeyi bilmemekle suçladı.
Doktor Tom'a bir hafta boyunca banyo yapmamasını söyledi.
herkes akıl sağlığı durumlarını tedavi etmek için ilaç almak istemeyebilir.
- Onun teklifini kabul etmemem niçin hiçbir neden görmüyorum.
- Onun teklifini kabul etmememi gerektiren hiçbir neden olmadığını görüyorum.
Yaşlandığını dikkate almamız gerekir.
Şimdi banyo yapma zamanı.
Önce seninle konuşmadan herhangi bir karar vermeyeceğim.
İlacı tercih etmedim, çünkü ilacın yan etkisinden korkuyorum.