Examples of using "бороться" in a sentence and their turkish translations:
Dövüşmek zorundasın.
Kavga etmeye devam edin.
Neden dövüşmek zorundayım?
Biz dövüşmeye çalıştık.
Tom mücadele etmeyi planlıyor.
Dövüşmek zorundayım.
Çocuklar kavga etmeye başladılar.
Yaşamak savaşmak demektir.
Dövüşmekten yoruldum.
İnsanlar savaşmayı severler.
Biz mücadeleye devam etmeliyiz.
Tom dövüşmeyi durdurmayacak.
Sonuna kadar savaşalım!
Dövüşecek miyiz? Tamam, işte başlıyoruz.
kalan yüzde 88 ile çalışmanız gerektiği.
birlikte iklim değişikliğine karşı savaşmalı,
Tom'la mücadele etmelisin.
Tom'un stresle başetme sorunu var.
İşte bu yüzden mücadele etmemiz gerekiyor.
Dövüşmek zorunda olmamızın nedeni bu.
Tom yangınla mücadele etmek için yardım etti.
Ben ölümüne dövüşeceğim.
Ben sonuna kadar mücadeleye niyet ediyorum.
Ben sonuna kadar mücadeleye niyet ediyorum.
çok daha verimli sonuç alırdık.
Kendi başlarının çaresine bakacaklar.
Didişmekten bıktım.
Biz bununla mücadele edemeyiz.
Tom mücadele edecek.
Bu savaşmaya değer bir şey.
Kavga etmeye devam etmelisin.
ve bir süre sonra çarpışmaya başladılar
Yaralı olmalarına rağmen, onlar savaşmaya devam ettiler.
İsteklerine ulaşacaklarına inanmadıkları için
Bu kötü bir karardı. Doğayla savaşmaya çalışmayın!
Pozitiflik, uğruna savaşmaya değen bir şey,
O zaman biz bu virüsle nasıl mücadele edeceğiz
Artık üstesinden gelmek de istemiyorum.
tutuksuz bir şekilde davası için savaşabiliyor.
Düğme mercan kaçamaz... ...ama karşı koyabilir.
- Kavga etmekten başka alternatifimiz yoktu.
- Mücadele etmekten başka seçeneğimiz yoktu.
Dövüşeceğim.
yeterince cesur kefalet karşıtlarımız var,
Demi. Bu kadar ciddiyetsiz bir şekilde nasıl mücadele verebiliriz bu virüsle?
Biri beni yenene kadar dövüşmeye devam edeceğim.
Seninle kavga etmek istemiyorum.
şimdiye kadar düşünmedikleri bir güçle mücadele etmezsek
Ayrıca bizim devletimiz koronayla aylarca mücadele edebilecek kadar güçlü değil
Bu durumdayken yapılacak ilk şey, panik hissiyle mücadele etmektir.
Oh pekala, işte böyle gidiyor, sadece onunla mücadele etmemiz gerekecek. '
- Dövüşmek için buraya gelmedim.
- Dövüşmek için burada değilim.
Mücadele etmeye değer bir şeyim olduğu için pes etmeyeceğim.
Hak olan için dövüşmen, kendi hayatını bile tehlikeye atman gereken zamanlar var.