Examples of using "начали" in a sentence and their turkish translations:
Konuşmaya başladık.
Romalılar savaşa başladı.
geri dönmeye başladı.
- Başladık!
- Haydi bismillah!
Yıldızlar görünmeye başlıyordu.
Biz erken bir başlangıç yaptık.
Işıklar, kamera, aksiyon!
Onlar aynı zamanda başladılar.
Az önce başladık.
Herkes tartışmaya başladı.
Başlayalım.
Tomurcuklar patlamaya başladı.
Birbirlerini öpmeye başladılar.
Biz zaten başladık.
- Onlar tartışmaya başladı.
- Tartışmaya başladılar.
Onlar ateş etmeye başladı.
Bazı insanlar ağlamaya başladılar.
Bazı insanlar dans etmeye başladılar.
Zar zor başladık.
Dans etmeye başladılar.
Kızlar kavga etmeye başladı.
Çocuklar kavga etmeye başladılar.
Onlar ona başladı.
Bunu onlar başlattı.
Müşteriler gelmeye başladı.
Aynı anda başladık.
Başladığımızı bitirelim.
Ağaçların yaprakları kızarmaya başladı.
Biz güneş doğmadan önce başladık.
Kendilerini süslemeye başladılar.
ve dominolar düşmeye başladı.
Onlar bizden daha erken başlamıştı.
Yapraklar renk değiştirmeye başladı.
Ağaçlar tomurcuklanmaya başladı.
Çıkmaya ne zaman başladınız?
- Daha başlamadın mı?
- Hâlâ başlamadın mı?
Sen Esperanto öğrenmeye başladın.
Tom'un gözleri sulanmaya başladı.
Saat altıda başladık.
Amerikan işçileri protesto etmeye başladı.
Biz yeni bir proje üzerinde başladık.
dinozorların dünyamıza yeni yerleşmesiyle başlıyor.
Yapmaya çalıştığımız şey bu.
medya da haberler türemeye başladı
ve kapı kapı bankacılığa başladık.
Son zamanlarda, dijital bankacılığa başladık.
Bütün öğrenciler derhal konuşmaya başladı.
Onlar saatler önce başladılar.
Tom saçını kaybetmeye başladı.
Biz şarkı söylemeye başladık.
- Bu yıl başladılar.
- Bu sene başladılar.
Tom'un eklemleri titremeye başladı.
Tom ve Mary tartışmaya başladılar.
Siz ikiniz ne zaman çıkmaya başladınız?
Herkes gülmeye başladı.
Ellerim terlemeye başladı.
Dil öğrenmeye ne zaman başladın?
Tom ve ben aynı anda başladık.
Onlar ben olmadan toplantıya başladı.
Biz Facebook'ta konuşmaya başladık.
Her iki ülke barış görüşmelerine girdi.
Çocuklar ağlamaya başladı.
Bazı insanlar taş atmaya başladılar.
Biz çözmeye başladık.
Herkes tartışmaya başladı.
Sigaraya karşı bir kampanya başlattık.
İngilizler çok geç davrandı.
Araştırmacılar ciddi bir gıda eksikliğinden muzdarip olmaya başladı.
İlk elmalar zaten düşmeye başladı.
Biz zaten bunu yapmaya başladık.
Dinleyiciler sıkıntıdan esnemeye başladı.
Yarısı hemen gülmeye başladı,
Doktorları ve hastahaneleri arayıp
İki erkek çocuk birbirlerini suçlamaya başladı.
Japonlar ne zaman parlatılmış pirinç yemeye başladılar?
Ağaçlardaki yaprakların rengi değişmeye başladı.
Tüm seyirci ayağa kalktı ve alkışlamaya başladı.
Erken başlamamız gerektiğini önerdim.
Gözlüğüm burnumdan aşağı kaymaya başladı.
Daha başlamadın mı?
Ne kadar süre önce Esperanto öğrenmeye başladın?
Fransızca öğrenmeye ne kadar süre önce başladın?
Nisan ayında çalışmaya başladık.
Tom ve Mary ne zaman birbirleriyle çıkmaya başladı?
Biz 2013'te başladık.
Onlar ateş etmeye başladılar.
Onu sen çalıştırdın.
Tom ve Mary aynı anda konuşmaya başladı.
Hepsi Tom'a gülmeye başladı.
Ne zaman golf oynamaya başladın?
Her ikimiz de hemen hemen aynı anda gülümsemeye başladık.