Examples of using "Возле" in a sentence and their turkish translations:
Kraliçe kralın yanında durdu.
Otobüs köprünün yakınında durdu.
O benim yanıma oturdu.
Kitabevi parkın yakınında.
Ben onun yanında oturdum.
Benim evim kiliseye yakın.
Çalıştığım yere yakın yaşıyorum.
Evimin yanında bir kilise var.
Kedi yanımda uyumayı sever.
Lütfen oda 213'ün önünde bekleyin.
Benim evim parka yakındır.
Okulumuz bir parka yakındır.
Kedi şöminenin önünde kıvrılmış yatıyordu.
Evinin yanında bir park var mıdır?
Evimin yakınında hiç dükkan yok.
Sıcak bir şöminenin yanında oturmak hoştur.
Benim dairem istasyona yakındır.
Ben Tom'un hemen yanına oturdum.
Gazeteleri koltuğun yakınına koydum.
En büyük kapı pencerenin yanında.
Gidin kendi kapınızın önünde oynayın.
- Fırın kasabın orada.
- Fırın kasaba yakın.
- Ekmek fırını kasap dükkânına yakın.
Pencerenin yanında oturmak istiyorum.
Çiçekçi dükkanı mezarlığın o taraflarda.
Adanın yakınındaki o gemiyi görüyor musun?
Lütfen demiryolu rayları yakınında oynamayın.
Evimizin dışında park etmiş bir polis arabası var.
Evim otobüs durağına yakın.
Yarın istasyonda onunla buluşacağız.
Eski bir kitapçıya yakın yaşıyorum.
Tom kendine kapının yanında bir koltuk buldu.
Tom'un evi Mary'nin okuluna yakındır.
Tom'un, laleleri meşe ağacının yanına dikeceğini sanıyordum.
Gözleri kapalı onun yanında oturdu.
Onlar öğleden sonrayı havuzun etrafında geçirdiler.
O, mağazadaki taksiden indi.
Tom kontak lenslerini masanın yanında buldu.
Friedland yakınlarında bulduğunda saldırdı. Kolay bir zafer bekliyordu.
Kapının yanındaki bisiklet benimdir.
Tom pencerenin yanındaki masada bir vazo çiçek gördü.
O, yanıma oturdu.
İmparatorun yakınında olmak bir kaplanla uyumak gibidir.
"Evet, Lyne'ın ekibi bir pulsar gezegeni bulamadı
Sonra bir baktım ki yuvanın dışına sürüklenmiş, ölmek üzere.
Evim istasyonun yakınında yer almaktadır.
Herkes onun yanına oturmak istiyor.
Ertesi sabah General Osten-Sacken'in üzerine yürüdü Montmirail yakın kuvvet.
Köpek bana kapıda havlamayı sürdürdü ve içeri girmemi engelledi.
Pencerenin yanında durma.
Neyse ki, tam Dima'nın uyuduğu sokağın dışında bir Armani mağazası vardı.
Mary dolaptan ütü masasını çıkardı ve onu açtı, pencerenin yanına yerleştirdi.
Tropikal yağmur ormanları hemen hemen her zaman sıcak ve nemli olan ekvator yakınında yer alırlar.
İkinci Dünya Savaşından önce Finlandiya ve Rusya arasındaki sınır Leningrad'a yakındı.
Bir istasyonun yakınında yaşamak büyük bir kolaylık.
Ben bir parkın yakınında yaşıyorum.
Ama hızla güneye doğru yürüdü ... ve Agis ile tanıştı. Megalopolis kenti yakınlarındaki savaşta.
Pastane kasabın yanındadır.
Pencerenin yanında bir masa alabilir miyiz?
Yaşlı bir adam otobüste yanıma oturdu.