Examples of using "стоял" in a sentence and their turkish translations:
O, ayakta duruyordu.
Durdum.
Kim ayakta durdu?
Tony, kapıda durdu.
Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.
Tom dışarıda duruyordu.
Yoğun bir sis vardı.
Tom yalnız durdu.
Tom yakında durdu.
Tom sessizce ayakta durdu.
Tom orada durdu.
Tom hareketsiz duruyordu.
O benim arkamda durdu.
Noel Baba bahçede duruyordu.
Çevrede yoğun bir sis vardı.
Tony, kapıda durdu.
O, annesinin arkasında durdu.
Ev tepede duruyordu.
Tom kuyrukta durdu.
O, kapıda duruyordu.
Dizlerimin üzerindeydim.
Öğretmen sınıfın önünde durdu.
O benim önümde durdu.
Tom Mary'nin önünde duruyordu.
Tom, Mary'nin arkasında durdu.
Tom, Mary'nin önünde durdu.
Tom arkamda durdu.
Tom orada öylece durdu.
O, sandalyenin arkasında durdu.
O uzak durdu.
O, kapının arkasında duruyordu.
Tom odanın ortasında duruyordu.
Tom kapının yanında duruyordu.
Beyefendi bankanın önünde durdu.
- Yönetici kapıda durdu.
- Müdür kapının önünde duruyordu.
Tom odanın ortasında durdu.
Tom ayakta durdu.
Tom izlerken ayakta durdu.
Tom mikrofonun önünde durdu.
Tom karanlıkta duruyordu.
O, odanın ortasında duruyordu.
Yolun kenarında duruyordu.
Masanın üstünde bir teyp vardı.
Tom başının üzerinde durdu.
Ben tam orada duruyordum.
Tom önümde duruyordu.
Tom yolun ortasında duruyordu.
Elleri cebinde durdu.
Tom, Mary'ye çok yakın duruyordu.
Dışarıda çok sert bir soğuk vardı.
Dağın tepesinde duruyordu.
Sırtını duvara dayamış duruyordu.
Tom girişte duruyordu.
Tom sıranın sonunda duruyordu.
Arızalı bir araba yolun ortasında duruyordu.
Tom duvara dayanıyordu.
Tom girişe yakın duruyordu.
Tom Mary'nin evinin önünde duruyordu.
Tom girişte durdu.
Tom Mary'nin yanında durdu.
Tom açık pencerenin yanında duruyordu.
Tom tam Mary'nin arkasında durdu.
Eskiden burada bir ev vardı.
Otobüs beklerken ayakta durdum.
Tom, Mary'ye yakın durdu.
Gardırop kapının solunda duruyordu.
Tavan arasında yuvarlak bir masa vardı.
Tom Mary'ye bakarak sadece orada duruyordu.
veya dönen devasa bir altın küre varsa
Hâlâ gözleri kapalı duruyordu.
Gözleri kapalı orada durdu.
Tom John ve Mary arasında durdu.
Hava çok sisliydi.
O, elleri ceplerinde duruyordu.
O bir tuz direği gibi hareketsiz duruyordu.
Tom kilise duvarına yaslanıyordu.
Tom, Mary ve John arasında durdu.
Tom, Westminster Metro İstasyonunda platformda durdu.
Onun evi sapaydı.
Tom, Mary ile yüzleşti.
Uzun bir süre beni bekleyerek durdu.
Tom gözleri kapalı orada durdu.
Orada durup bana baktı.
Tom ailesi ve içki arasında bir seçim yapmak zorundaydı.
Tom orada durdu ve bana bakıyordu.
Kraliçe kralın yanında durdu.
Yolda bir otobüs vardı.
O, kuyruktaydı.
Tom sadece satılık olan büyük bir binanın önünde duruyordu.
Tom dans eden herkesi izleyerek orada durdu.
Tom orada tek kelime söylemeden durdu.
Orada durdum ve hiçbir şey söylemedim.
- Soğuk öyle ki kuşlar anında düştü.
- Soğuk o kadar çoktu ki kuşlar aniden düştü.
Tom durduğu yerden gölü göremiyordu.
Bu sıcak bir gündü.
Tom elinde bir cin ve tonikle odanın köşesinde durdu.