Examples of using "Tal" in a sentence and their turkish translations:
- Elma ağacın dibine düşer.
- Armut dibine düşer.
- Babasının oğlu.
Usta gibi, mürit gibi.
Armut dalının dibine düşer.
Tıpkı Banaz gibi,
bilyeye ne dersiniz
Koşalım mı?
- Tıpkı babasına benziyor.
- Elma ağacın dibine düşer.
- Babasının oğlu.
Sen asla böyle bir şey yapmazsın.
Yarın golf oynamaya ne dersin?
Biraz müziğe ne dersin?
Yüzmeye ne dersin?
Tay yemeklerine ne dersin?
Asla böyle bir şey görmedim.
Bir sarılmaya ne dersin?
Biraz kahveye ne dersin?
Bu orman faresi gibi onlar da kış uykusuna yatmıyor.
Kameraya da hiç alınmamıştır.
ama böyle bir paylaşım olabilirmiş
olur mu hiç öyle şey
Sinemaya gitmeye ne dersin?
Hiç böyle bir hikaye duydun mu?
Sen asla böyle bir şey yapmazsın.
Bu geceye ne dersin?
Böyle bir şeyi söylemek kaba!
Piknik yapalım mı?
Önümüzdeki pazara ne dersin?
Yarın buluşmamıza ne dersin?
Biraz İspanyol yemeğine dersin?
- "On dolar." "Beş olur mu?"
- "On dolar." "Beşe ne dersin?"
Bunu yarın yapsak nasıl olur?
12:45'e ne dersin?
Ben böyle bir şey yapmadım.
Bu öğleden sonra golf oynamaya ne dersin?
Gerçek bir arkadaş böyle bir şey söylemezdi.
Kim denemek ister?
İslamiyet'te böyle bir uygulama yoktur
Bir beyefendi böyle bir şey söylemez.
Böyle bir şey yapmamalısın.
Böylesine bir yasaya uymak zorunda değilsin.
- Yarına sana uyar mı?
- Yarına ne dersin?
Bu akşam yemek için dışarı gitmeye ne dersiniz?
Bir centilmen böyle bir şey yapmazdı.
Bir fincan kahveye ne dersin?
Böyle bir davranış bir kazaya neden olabilir.
Aksine, ben asla böyle bir şey söylemedim.
Bu gece dışarıda yemeğe ne dersin?
Biraz süte ne dersin?
Böyle bir şey doğru olamaz.
Böyle bir hakarete tahammül edemem.
Bizimle birlikte bir yürüyüşe ne dersin?
Kahvaltı için buluşmamıza ne dersin?
Böyle bir hakarete katlanamam.
O niçin öyle bir şey yaptı?
- Böyle bir şey asla duymadım.
- Hiç böyle şey duymadım.
Tom böyle bir şey söylediğini yalanladı.
Bunu daha sonra yapalım mı?
Şu anda Apple'da da olduğu gibi
- Sence böyle bir şey mümkün olabilir mi?
- Böyle bir şeyin mümkün olduğunu düşünüyor musun?
Böyle bir plandan yana değilim.
Bir fincan sıcak kahveye ne dersin?
Kontakt lens takmaya ne dersin?
Böyle bir şey yapmaktansa ölmeyi tercih ederim.
Bu gece satranç oynamaya ne dersin?
Cumartesi günü sinemaya gidelim mi?
Sana bir içki satın almama ne dersin?
Böyle bir hatayı tekrar asla yapmayacağım.
- Yarın gece saat dokuza ne dersin?
- Yarın gece saat dokuz olur mu?
Bir biraya ne dersiniz?
Bize biraz sandviç yapmaya ne dersin?
Hiç böyle bir şey duydun mu?
Bir bardak şaraba daha ne dersin?
Öyle bir şey yapmış olamaz.
Böyle bir şey başımdan hiç geçmedi!
Dilini bana öğretmeye ne dersin?
Melbourne şehir merkezindeki bu gececi keseli sıçanlar gibi.
Doğaya hayranlığım o kadar büyük ki
peki gerçek hayatta hiç mi böyle bir şey yoktu
Biraz daha bifteğe ne dersin?
Bu gece sinemaya gitmeye ne dersin.
Tepenin zirvesine kadar yürümeye ne dersin?
Bildiğim kadarıyla böyle bir sözcük yok.
Bay Sakaki diye biri seni görmeye geldi.
Öyle bir şeyi yapabilip yapamayacağımı merak ettim.
Böyle bir şey yaptığıma pişmanım.
Bir çocuk bile böyle bir şeyi yapabilir.
Tom böyle bir şeyi asla kabul etmezdi.
Tom'a ne dersin?
Bu tür şeyler zaman zaman olabilir.
"Bu şapkayı beğenmiyorum." "Buna ne dersin?"
O böyle bir şey inanmak için aptal olmalı.
Isı o kadar yoğundu ki bayıldım.
John denildiği gibi evde kaldı.
Ben bütün hayatım boyunca böyle bir hikaye duymadım.
Konser hakkında ne düşündün?
Bildiğim kadarıyla, o hiçbir zaman böyle bir yanlış yapmadı.
Fadıl gibi Leyla da Kahire'de büyüdü.