Translation of "Bola" in Turkish

- Me passa a bola!
- Passa a bola para mim!
- Me dê a bola!
- Me dá a bola!

Bana topu ver.

Que tal bola

bilyeye ne dersiniz

Pegue a bola.

Topu yakala.

Arremessa a bola.

Topu at.

A bola branca pesa tanto quanto a bola vermelha.

Beyaz top kırmızı top kadar ağırdır.

Ele chutou a bola.

O, topa tekme attı.

Tom pisou na bola.

Tom topu düşürdü.

Tom jogou a bola.

Tom topu attı.

Tom segurou a bola.

Tom topu tuttu.

Tom pegou a bola.

Tom topu yakaladı.

Tom quicou a bola.

Tom topu sektirdi.

Quanto custa esta bola?

Bu top ne kadar?

Onde está a bola?

Top nerede?

Ele pegou a bola.

- O, topu yakaladı.
- Topu yakaladı.

Nós pegamos a bola.

Biz topu yakaladık.

Há crianças jogando bola.

Top oynayan çocuklar var.

Ele jogou a bola.

- O, topu attı.
- O, topu fırlattı.

Tom chutou a bola.

Tom topu tekmeledi.

Eu pisei na bola.

Topu düşürdüm.

Eu chutei a bola.

Topa tekme attım.

- Tom jogou a bola para mim.
- Tom passou a bola para mim.

Tom topu bana attı.

Por favor, jogue a bola.

Lütfen topu at.

Ele está com a bola.

O, topu aldı.

Eu quase peguei a bola.

Neredeyse topu yakaladım.

- Eu joguei a bola para o Tom.
- Joguei a bola para o Tom.

Topu Tom'a attım.

- Eu não fui capaz de pegar a bola.
- Eu não pude pegar a bola.

Topu yakalayamadım.

A bola acertou no olho dela.

Top onun gözüne çarptı.

Uma bola entrou voando pela janela.

Bir top uçarak pencereden içeri girdi.

Tom jogou a bola para Mary.

Tom topu Mary'ye attı.

Quanto pesa uma bola de futebol?

Bir futbol topunun ağırlığı ne kadar?

Dá-me a bola de ferro.

Bana o demir topu ver.

Tom chutou a bola para Maria.

Tom topu Mary'ye attı.

Tom chutou a bola de futebol.

Tom futbol topuna tekme attı.

Esta bola é sua ou dela?

Bu top senin mi yoksa onun mu?

Tom quase foi atingido pela bola.

Neredeyse Tom'a top çarpıyordu.

Tom jogou a bola para mim.

- Tom topu bana fırlattı.
- Tom topu bana attı.

- O cachorro pulou e pegou a bola.
- O cachorro pulou para cima e pegou a bola.

Köpek sıçradı ve topu yakaladı.

- Tom jogou uma bola de neve em Maria.
- Tom jogou uma bola de neve na Maria.

Tom Mary'ye bir kartopu attı.

Jogue a bola de volta para mim.

Topu bana geri at.

Uma bola acertou a perna direita dela.

Onun sağ bacağına bir top çarptı.

Segure a bola com as duas mãos.

Topu her iki elinle tut.

O gato está brincando com a bola.

Kedi topla oynuyor.

O jogador de futebol chutou a bola.

Futbolcu topa tekme attı.

Jim chutou a bola com muita força.

Jim topa çok sert vurdu.

Tom acertou a bola com o bastão.

Tom sopayla topa vurdu.

Domine a bola e chute para mim.

Topa hakim ol ve topu bana şutla.

Tom foi atingido por uma bola de golfe.

Tom'a bir golf topu çarptı

Os meu amigos não me dão mais bola.

Arkadaşlarım artık benimle ilgilenmiyor.

Tom jogou a bola de volta para Mary.

Tom topu Mary'ye geri attı.

Tom pegou a bola com as duas mãos.

Tom her iki eliyle topu yakaladı.

Meninos sempre querem jogar bola depois da aula.

Çocuklar her zaman okuldan sonra futbol oynamak isterler.

Tom pegou a bola com sua mão direita.

Tom topu sağ eli ile yakaladı.

Tom encontrou no jardim uma bola de golfe.

Tom bahçede bir golf topu buldu.

Lembra da bola de fogo? Usamos queimada no bairro

hatırlar mısınız yakar topu? Mahallede yakar top oynardık

Você está jogando bola com seu amigo na rua

sen sokakta arkadaşınla top oynarken

A bola o acertou do lado esquerdo da cabeça.

Top ona kafasının sol tarafından çarptı.

O professor abriu a caixa e tirou uma bola.

Öğretmen kutuyu açtı ve bir top çıkardı.

Não era maior do que uma bola de futebol.

Bu bir futbol topundan daha büyük değil.

Tom saltou a grande altura e pegou a bola.

Tom yükseğe sıçradı ve topu yakaladı.

As bolas prateadas estão em volta da bola vermelha.

Gümüş toplar kırmızı topun etrafında.

Ele pôs a mão para cima para pegar a bola.

Topu yakalamak için elini kaldırdı.

A bola é redonda e o jogo dura 90 minutos.

Top yuvarlaktır ve maç 90 dakika sürer.

Eu pedi ao menino que jogasse a bola de volta.

Çocuktan topu geri yollamasını istedim.

O Mark atirou a bola mais alto do que ele queria.

Mark topu istediğinden daha yükseğe fırlattı.

Uma bola atingiu a minha nuca enquanto eu estava jogando futebol.

Ben futbol oynarken bir top kafamın arkasına çarptı.

Colocamos sete peças seguidas, depois rolamos a bola e tentamos derrubá-la

yedi tane kiremidi üst üste dizerdik sonra top yuvarlayıp yıkmaya çalışırdık

José não sabe jogar futebol; tropeça na bola e se confunde todo.

Joseph futbol oynayamaz. Top ayağına dolaşır ve her şeyi karman çorman eder.

Espero que o jogo de bola marcado para hoje não seja cancelado.

Bugünkü top oyununun iptal edilmeyeceğini umuyorum.

Tom joga bola com os amigos quase todo dia depois da aula.

Tom okuldan sonra neredeyse her gün arkadaşlarıyla futbol oynar.

Você acredita que o Universo começou como uma pequena bola de fogo?

Evrenin küçük bir ateş topu olarak başladığına inanıyor musun?

A bola é lançada ao ar assim, o nome de alguém é dito

top böyle havaya atılır birisinin ismi söylenir

Você perdeu a bola. Se você segurá-lo no ar, você teria mais uma vida

siz toptan kaçardınız. havada tutarsanız bir canınız daha olurdu

Tom chuta uma bola de futebol com o pé esquerdo, mas escreve com a mão direita.

Tom, top oynarken sol ayağını, yazarken ise sağ elini kullanır.

Então, quando o time não pôde ser encontrado, os homens descobriram esse jogo com a bola de futebol.

yani takım kurulamadığında erkekler futbol topuyla böyle bir oyun keşfetmiş

O jogador mantinha a bola no alto, fora do alcance dos adversários, de maneira que estes tinham dificuldade de marcá-lo sem cometer falta.

Oyuncu, rakiplerinin ona ulaşamayıp faul yapmadan durdurmakta zorlanması için topu yukarıda tuttu.