Translation of "Susan" in Turkish

Susan estava apavorada.

Susan dehşete kapılmıştı.

Susan nunca fuma.

Susan hiç sigara içmez.

Susan gosta de gatos.

Susan kedileri sever.

Eu sou Susan Greene.

Ben Susan Greene.

Susan é um nome inglês.

Susan bir İngiliz adıdır.

Oi, Susan. Como você está?

Merhaba, Susan. Nasılsın?

As roupas da Susan estão sujas.

Susan'ın kıyafetleri kirli.

Susan fez um vestido para Jill.

Susan, Jill için bir elbise yaptı.

Jane é mais bonita do que Susan.

Jane Susan'dan daha çekici.

Peter é Inglês. A Susan também é?

Peter İngilizdir. Susan da İngiliz midir?

Você se dá bem com a Susan?

Susan'la iyi geçiniyor musun?

Minha irmã Susan levanta cedo todas as manhãs.

Kız kardeşim Susan her sabah erkenden kalkar.

Susan é dois anos mais velha que eu.

Susan benden iki yaş daha büyük.

Susan, a irmã do Juan, é muito inteligente.

Juan'ın kız kardeşi Susan çok akıllı.

- A rapariga que está a falar com John é Susan.
- A menina que está falando com John é Susan.

John'la konuşan kız Susan'dır.

"Isto é mais barato que um chapéu novo", Susan respondeu.

Susan "bu yeni bir şapkadan daha ucuz."diye cevapladı.

Susan passou as férias de verão na casa da avó.

- Susan yaz tatilini büyükannesinin evinde geçirdi.
- Suzan yaz tatilini anneannesinde geçirdi.
- Susan yaz tatilini babaannesinde geçirdi.

Aquela garota que está conversando com o John é a Susan.

John ile konuşan bu kız Susan'dır.

Ela mora a um bloco daqui e seu nome é Susan.

O, bir blok ötede yaşıyor ve onun adı Susan.