Translation of "Riqueza" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Riqueza" in a sentence and their turkish translations:

E vossa riqueza.

ve servetiniz.

Saúde é melhor que riqueza — para quem só tem riqueza.

Sadece zenginliği olanlar için sağlık zenginlikten iyidir.

A riqueza da Lídia,

Lydia'nın zenginliği,

E acrescenta riqueza à sua fortuna

ve servetine servet katıyor

Eles querem sexo, riqueza e fama.

Onlar seks, zenginlik ve ün istiyorlar.

A maior riqueza é a saúde.

- Ilk servet sağlıktır.
- İlk zenginlik sağlıktır.

A guerra reduziu a riqueza do país.

Savaş ülkenin zenginliği azalttı.

A vida é a nossa maior riqueza.

Yaşam bizim en büyük zenginliğimizdir.

Tom não deixou nenhuma riqueza aos filhos.

Tom çocukları için hiçbir servet bırakmadı.

Em vez de termos velhos a acumular riqueza,

O ihtiyarlar gibi para biriktirmek

A felicidade é mais importante que a riqueza.

Mutluluk zenginlikten daha önemlidir.

Tenho gostos modestos. A riqueza não me interessa.

Mütevazı zevklerim var. Zenginlik ilgimi çekmiyor.

A saúde é mais importante do que a riqueza.

- Sağlık servetten daha iyidir.
- En büyük servet sağlıktır.
- Sağlık zenginlikten iyidir.

Ela dá mais valor à saúde do que à riqueza.

O sağlığa zenginliğin üzerinde değer verir.

Hoje em dia, os chifres são vistos como um símbolo de riqueza.

Bugün, gergedan boynuzu zenginlerin statü sembolü olarak görülüyor.

- A saúde é mais importante do que a riqueza.
- A saúde é mais importante que o dinheiro.

- Sağlık zenginlikten daha önemlidir.
- En büyük servet sağlıktır.

Quando uma mulher deve escolher entre o amor e a riqueza, ela sempre tenta escolher os dois.

Bir kadın aşk ile zengilik arasında seçim yaptığında, o daima her ikisine de sahip olmayı istiyor.