Examples of using "Pudesse" in a sentence and their turkish translations:
Eğer Tom bize yardım edebilseydi, ederdi.
Kalabilirsem kalırım.
Yapabilseydim, yapardım.
Yapabilseydim yapardım.
- Yapabilsem yaparım.
- Yapabilsem yapardım.
Eğer öyle olabilseydim...
- Bizi burada görebilmeni dilerim.
- Keşke bizi burada görebilseydin.
Bunu senin kullanabileceğini düşündüm.
Uçabileceğini hiç hayal ettin mi?
Keşke o seni şimdi görebilse.
Keşke onun gibi olabilsem.
Gidebilsem, giderim.
- Keşke yapabilsem.
- Keşke yapabilsem!
Böyle bir şeyin olabileceğinden kuşkulandım.
Elimde olsa bile, ben bunu yapmazdım.
Elimden gelse burada seninle kalırdım.
Onu sevebileceğini düşündüm.
Bunu yapabileceğini umuyordum.
Keşke sana yardım edebilseydim.
Tom işten atılabileceğinden korkuyordu.
Gelebilirseniz çok memnun olurum.
Üç dil konuşabilsem harika olurdu.
Tom'un bunu yapabileceğini hiç düşünmedim.
Keşke o burada bizimle olabilse.
Belki Tom Mary'yi bunu yapmaya ikna edebilir.
Keşke senin kadar akıcı İngilizce konuşabilsem.
Onun duygularının incinebileceğinden korkuyordum.
Kimsenin onu görememesini garantiledi.
Tom'un gitmek istemeyebileceğini hiç düşünmedim.
Yardım etmek için yapabileceğim bir şey yoktu.
O, birincilik ödülünü kazanabileceğini hiç hayal etmedi.
Keşke Tom bugün bizimle olabilseydi.
Artık eve gidebilirsin, değil mi?
Tom, Mary için elinden geleni yapacağını söyledi.
Tom Mary'nin onunla gidebilmesini istedi.
Herkes beni duyabilsin diye yüksek sesle konuştum.
Onun geçebilmesi için kenara çekildim.
Benim yerime o adam olabilsem.
Çocukların için genleri seçebilseydin, seçer miydin?
Tom kendisine kötü bir şey olmayacağına inanıyordu.
- Eğer sana marshmallow gönderebilseydim, Trang, yapabilecektim.
- Sana bir hatmi gönderebilirsem, Trang, gönderirim.
Elimden gelse her gün hindistan cevizli kek yerim.
Tom bana yardım etmek için yapabileceği her şeyi yapmak için söz verdi.
Mary'ye yardım etmek için Tom'un yapabileceği bir şey yoktu.
Tom'un o kadar iyi Fransızca konuşabileceğini asla aklımdan geçirmezdim.
Bir yıldızda yaşayabilseydin hangisini seçerdin?
Ben bir şey söyleyemeden Tom kapıdan çıktı.
Güneşi görebilseydim gittiği yönü de görürdüm
belki bitin de sırtına binebilecek olsa ona da binerdi ama
Mary borçlarını ödemek için bankadan kredi çekti.
Sadece bizimle kayak yapmaya gitmek isteyebileceğini düşündüm.
Herhangi bir Kuzey Amerika şehrini ziyaret edebilirsem, bu, San Francisco, California olurdu.
ıstakozla benim arama girmek için beni yanaştırdı.
Belki Tom'la konuşabilirsin.
Mary hiç kimse ağlamasını görmesin diye kendini banyoda kilitledi.
Leyla, develer hakkında bulabildiği her kitabı okuyordu.
Sanırım onu söyleyebilirsiniz.
Polinom zamanında bu problemi çözebilecek bir algoritma henüz bulunmadı.
Tom bana bir şey söylemeye çalıştı fakat Mary bir şey söyleyemeden onun sözünü kesti.
Dönüşüme kadar bitirmiş olacağını ummuştum.
Tom çok geçmeden yardım etmek için yapabileceği hiçbir şey olmadığını fark etti.
Ah, hayatımda Mary'nin yüzünü bir kez daha görebilsem.
Thormod'a Olav'a katılabilmesi dileğini yerine getirmek için gönderdi.
Michelangelo Sistine Kilisesinin tavanına bazı figürler çizebilsin diye, Shakespeare bazı konuşmaları ve Keats şiirlerini yazabilsin diye, bana öyle geliyor ki sayısız milyonlarcasının yaşamış olmalarına ve acı çekmiş olmalarına ve ölmüş olmalarına değer.
Eğer biri onun ellerine düşmeden kucağına düşebilseydi kadın daha çekici olurdu.
Tom ateş etmeden önce Mary'ye bir uyarı daha vermesi gerektiğini söyledi.
Tom'un o kadar hızlı koşabileceğini düşünmüyordum.
Tom Mary'nin ne kadar iyi Fransızca konuşabildiğine şaşırdı.
Bununla ilgileneceğimi sana ne düşündürdü?