Translation of "População" in Turkish

0.023 sec.

Examples of using "População" in a sentence and their turkish translations:

A população está crescendo.

Nüfus büyüyor.

- Qual é a população de Nova York?
- Qual é a população de Nova Iorque?

New York'un nüfusu nedir?

A população da Itália é mais ou menos a metade da população do Japão.

İtalya'nın nüfûsu, Japonya'nınkinin yaklaşık yarısı kadardır.

Que vai abranger toda a população,

yüksek nitelikli karakteristik özelliklere göre

A população daqui vive de peixe.

Oradaki halk balıkla geçiniyor.

A população desta cidade está crescendo.

Bu şehrin nüfusu artmaktadır.

Qual é a população da Índia?

Hindistan'ın nüfusu nedir?

O país tem uma grande população.

Ülke büyük bir nüfusa sahiptir.

Qual é a população total da França?

Fransa'nın toplam nüfusu nedir?

A população dessa ilha vive da pesca.

O adadaki halk geçimini balıkçılıkla sağlıyor.

Metade da população mundial vive em cidades.

Dünya nüfusunun yarısı şehirlerde yaşıyor.

A população mundial tem tendência a aumentar.

Dünya nüfusu yükselme eğilimindedir.

A população deste país está diminuindo gradualmente.

- Bu ülkenin nüfusu giderek azalıyor.
- Bu ülkenin nüfusu giderek azalmaktadır.

A população desta ilha é muito pobre.

O adadaki insanlar çok fakirler.

Para a população, seu território era pequeno.

Onların bölgesi nüfus için küçüktü.

Nossa população está crescendo em progressão geométrica.

Nüfusumuz katlanarak büyüyor.

Quão grande é a população de Nova Iorque?

New York City'nin nüfusu ne kadar?

Qual é a população da prefeitura de Hyogo?

Hyogo vilayetinin nüfusu ne kadar?

Você sabe qual é a população de Boston?

Boston'un nüfusunun ne olduğunu biliyor musun?

- Japão tenta fazer frente ao envelhecimento de sua população.
- O Japão tenta fazer frente ao envelhecimento de sua população.

Japonya nüfusunun yaşlanmasına karşı koymaya çalışıyor.

Isso é quase o dobro da população dos EUA.

Neredeyse ABD nüfusunun iki katı.

O orador procurou incitar a população a uma revolta.

Konuşmacı insanları isyana teşvik etmeye çalıştı.

A população desta cidade está aumentando ano após ano.

Bu kentin nüfusu yıldan yıla artıyor.

A população absoluta do país é de 300 milhões.

Ülkenin toplam nüfusu 300 milyondur.

Na China, a internet ainda só atingiu 56% da população,

Çin'de hala sadece nüfusun %56'sına ulaşabilmiş halde.

Não admira que a população do cemitério esteja a aumentar.

Mezarlığın nüfusunun patlamasına şaşmamalı.

A população de Yokohama é maior que a de Osaka.

Yokohama'nın nüfusu Osaka'nınkinden daha büyüktür.

A população da China é oito vezes a do Japão.

Çin'in nüfusu Japonya'nınkinin 8 mislidir.

A Turquia tem a maior população de refugiados do mundo.

- Dünyanın en büyük mülteci nüfusu Türkiye'de.
- Türkiye dünyanın en büyük sığınmacı nüfusuna sahiptir.

A população da Estônia é quase 1,3 milhões de pessoas.

Estonya'nın nüfusu yaklaşık 1,3 milyon kişidir.

Dia 11 de julho é o Dia Mundial da População.

Dünya Nüfus Günü 7 Temmuzdur.

É um enorme risco ter toda uma população num só local.

Bütün bir popülasyonun tek bir yerde olması çok büyük bir risk.

A população dos Estados Unidos em 1950 era de 150 milhões.

1950'de ABD nüfusu 150 milyondu.

Como vamos alimentar a todos se a população mundial continua crescendo?

Dünya nüfusu yükselmeye devam ederse herkesi nasıl besleyeceğiz?

Mais de um terço da população mundial vive próximo à costa.

Dünya nüfusunun üçte birinden fazlası kıyı yakınında yaşar.

Oslo é a maior cidade da Noruega, com uma população de 629.313.

629,313 nüfusu olan Oslo Norveç'teki en büyük şehirdir.

A população deste país é menor do que a dos Estados Unidos.

Bu ülkenin nüfusu ABD'ninkinden daha büyük.

Ao capturá-las depois de libertarem os ovos, causam pouco impacto na população.

Yumurtalarını bıraktıktan sonra onları yakalayarak... ...çoğalmalarına pek engel olmazlar.

Este é um dos locais mais povoados da Terra. Uma população de 20 milhões.

Burası, Dünya'nın en kalabalık yerlerinden biri. Nüfusu, 20 milyon.

A população da China é cerca de oito vezes maior que a do Japão.

Çin'in nüfusu Japonya'dan yaklaşık sekiz kat daha büyüktür.

O papel do centípede enquanto predador é de manter a população de insetos sob controlo.

Kırkayağın avcı olarak temel görevi böcek popülasyonlarını kontrol altında tutmaktır.

Sem habitat, não há local a população de orangotangos possa sobreviver e prosperar no planeta.

Habitatları olmadan, orangutan nüfusu başka bir yerde hayatta kalıp büyüyemez.

O número de pessoas no Facebook é maior que o da população dos Estados Unidos.

Facebook'taki insan sayısı Abd nüfusundan daha fazladır.

Que não gosta de ser incomodado. A população de rinocerontes-negros está a aumentar aos poucos.

Rahatsız edilmekten hoşlanmıyorlar. Siyah gergedan nüfusu yavaşça artmakta.

Alofi é a capital de Niue e a sua população é de cerca de 580 pessoas.

Alofi, Niue'nin başkentidir ve nüfusu yaklaşık 580 kişidir.

A peste negra exterminou pelo menos um terço da população da Europa entre 1348 e 1350.

- Kara ölüm 1348 ve 1350 arasında Avrupa nüfusunun en az üçte birini sildi.
- Kara ölüm 1348 ve 1350 arasında Avrupa nüfusunun en az üçte birini yok etti.

Há a possibilidade de um qualquer desastre natural ou epidemia arrasar com toda a população muito depressa.

Bir doğal afet veya salgın hastalık bütün popülasyonu büyük bir hızla ortadan kaldırabilir.

A população inteira da Nova Zelândia é de 3.410.000, e um sétimo disso é o povo Maori.

Yeni Zelanda'nın tüm nüfusu 3.410.000 olup, bunun yedide biri Maori halkıdır.