Examples of using "Crescendo" in a sentence and their turkish translations:
Hızlı büyüyorum.
Tom büyüyor.
O uzuyor.
Küçük kızımız büyüyor.
Nüfus büyüyor.
Bitkiler büyüyor.
Çiçekler çayırda büyüyorlar.
Sanayi hızla büyüyordu.
Mars'ta yetişen hiçbir çiçek yoktur.
Bahçede yetişen bir kiraz vardı.
Bu şehrin nüfusu artmaktadır.
Çin ekonomisi hızla büyüyor.
Sosyal medyanın önemi artıyor.
Tom'un kızı hızla büyüyor.
Nüfusumuz katlanarak büyüyor.
Çiçekler arasında bir sürü ot büyüyordu.
eşcinselliğin yasadışı sayıldığı bir eyalette büyümeyi düşündüm.
Teleskop görmeden büyüyen neslimiz çok fazla
Büyüdükçe güzelleşti.
Büyürken Tom'un bisikleti yoktu.
Bölgemizde sebze üretimi artmaktadır.
Dünya nüfusu yükselmeye devam ederse herkesi nasıl besleyeceğiz?
Almanca'ya ilgi büyüyor, özellikle Çinde, Hindistan'da ve Brezilya'da.