Translation of "Pintura" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Pintura" in a sentence and their turkish translations:

É uma bela pintura.

Bu güzel bir tablo.

Tom comprará essa pintura.

Tom o tabloyu satın alacak.

Irei à França estudar pintura.

Ben resim eğitimi almak için Fransa'ya gideceğim.

Qual a idade dessa pintura?

O tablo kaç yıllık?

Não toque a pintura fresca.

Islak boyaya dokunmayın.

Seu passatempo é a pintura.

Onun hobisi resim yapmaktır.

Tom vai comprar essa pintura.

Tom o tabloyu alacak.

- Vou para a França estudar pintura.
- Eu vou para a França estudar pintura.

Resim eğitimi almak için Fransa'ya gidiyorum.

- Eu paguei muito pouco por essa pintura.
- Paguei muito pouco por essa pintura.

Bu tablo için çok az ödeme yaptım.

Ele tinha talento para a pintura.

Onun resim yapmaya yeteneği var.

Que foto linda! Parece uma pintura.

Ne güzel bir fotoğraf! O bir resim gibi görünüyor.

O céu hoje parece uma pintura.

Gökyüzü bugün bir tablo gibi görünüyor.

O Jack se interessa por pintura.

- Jack, resim yapmakla ilgilenir.
- Jack resimle ilgileniyor.

Essa pintura é atribuída a Picasso.

Bu tablo Pikaso'ya atfedilmiştir.

Esta casa precisa de uma pintura.

Bu ev boyanılmalı.

A pintura está no Louvre, Paris.

Bu tablo Louvre, Paris'te.

Nesta pintura, Jesus come com seus discípulos

Bu tabloda İsa havarileriyle beraber yemek yiyor

Ninguém nunca viu uma pintura tão bonita.

Kimse böyle güzel bir tablo görmemişti.

- Quem fez essa pintura?
- Quem pintou este quadro?

Bu resmi kim yaptı?

A catedral tinha uma pintura religiosa no teto.

Katedralin tavanında dini bir resim vardı.

Mas essa não é a única característica desta pintura.

Fakat bu tablonun tek özelliği bu da değil

Ele é rico o suficiente para comprar a pintura.

Tabloyu almak için yeterince zengin.

Esta pintura de Rembrandt é uma obra de arte.

Bu Rembrandt tablo bir sanat eseridir.

Nós fomos para a escola de artes para estudar pintura e escultura.

O, resim ve heykel eğitimi için sanat okuluna gitti.

- Tom olhou para o quadro na parede.
- Tom olhou para a pintura na parede.

Tom duvardaki tabloya baktı.

Até aquele momento, ao desenhar figuras retas, havia um estudo em perspectiva com essa pintura.

O döneme kadar dümdüz resimler çizilirken o tabloyla beraber perspektif bir çalışma olmuş

Leonardo Da Vinci começou a fazer a pintura mais conhecida do mundo, Mona Lisa, no mesmo período

Leonardo Da Vinci yine aynı dönem dünyanın en çok bilinen tablosu olan Mona Lisa'yı yapmaya başladı