Examples of using "Pega" in a sentence and their turkish translations:
Yakala!
Ben kovalamaca oynamak istedim.
Hırsızı yakala!
- Yakala onu.
- Onu yakalayın.
- Yakala!
- Yakala onu!
- Onu yakala!
Tom ve Mary kovalamaca oynuyor.
Sakin ol, Tom!
Sakin ol.
Saksağan kuştur.
ama bir tanesi varki adamı iptende aldırır, ipe'de götürür
Tom, Mary ve John sahada kovalamaç oynuyorlardı.
bu işe bir el atar
Buzdolabından bir yumurta al.
Bir sayfa kağıt alın ve yazın!
Bir dövüş için hazırız.
Pastadan bir parça al.
Al senin olsun.
Benim takım sandığını getir.
Silahı al.
Bıçağı al.
O, işe metroyla gider.
- Sakin olun.
- Kendini yorma.
Neden bir tane almıyorsun?
Tom bir ağ ile kelebekler yakalar.
Neden bir taksiye binmiyorsun?
Bir taksi tut. 5 dakika içinde gelecek.
- Taksiye bindi çünkü yağmur yağıyor.
- Yağmur yağdığı için taksiye bindi.
- Sadece birini al.
- Sadece bir tane alın.
Kediyi almayın.
Tom genellikle otobüsle işe gider.
Daha erken gelenler daha iyi yerleri kapar.
Bir taksiye binelim mi?
Evin bu kısmı, sabah güneşini alır.
O bir kolyeyi çalmaya çalışırken suçüstü yakalandı.
Biraz al.
Neden biraz suşi yemiyorsun?
- Benim için bir bilet al.
- Benim için bir bilet alın.
Neden Tom'un kamyonunu ödünç almıyorsun?
Niçin şeylerimizi almıyoruz ve gitmiyoruz?
Neden kendine buzdolabından içecek bir şey almıyorsun?
Tom sık sık Mary'den kitap ödünç alır.
O bir kuzgun, karga veya bir saksağan değil. O bir ekinkargası.
Julia gözlerini ve burnunu ovalar, gülü alır, odadan çıkar.
Sınıfta mesajlaşırken yakalandığı için Mary'nin telefonuna el konuldu.
Onun araba anahtarlarını al.
- Erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır.
- Erken kalklan yol alır.