Examples of using "Maneira" in a sentence and their turkish translations:
Bu şekilde tercih ediyorum.
Biz bir yol bulacağız.
Yine de teşekkürler.
Ben onu zor yoldan öğrendim.
Böyle yaşayamayız.
Artık hiç kimse o şekilde düşünmüyor.
Ben berbat şekilde başarısız oldum.
Ben bu şekilde yaşamak istemiyorum.
Zor yolu keşfettim.
Bunu hep o biçimde yapıyoruz.
Ben yaşayarak öğrendim.
Bu tek yol.
Ben buna o şekilde bakmıyorum.
O tutumlu bir şekilde yaşar.
Herkes farklı şekilde çeker.
Bunu o şekilde yapmayı zaten denedim.
de konuşamıyoruz... neyse...
elimizi bu şekilde yapalım
O aptalca davrandı.
Aynı şekilde hissettim.
Bir yolunu bulup kendini kurtardı.
Yardım edebileceğim bir şey yok mu?
Sana herhangi bir şekilde yardım edebilir miyim?
Ben aynı şekilde hissederdim.
Bu şekilde çok daha kolay.
Sen daha iyi bir yol biliyor musun?
Başka bir şekilde düşünemem.
O her şekilde çekici.
Sorunu bu şekilde hallettim.
Bu işi bir şekilde bitireceğim.
Onu o şekilde yapmak uzun zaman alacak.
Onun konuşma şekli beni sinirlendiriyor.
Garip davranıyor.
Her durumda, ben zaten tamamen sizi affettim.
Ben onun konuşma tarzını sevmiyorum.
Bir sorunu çözmek için en basit yol çoğunlukla en iyi yoldur.
Bunu doğrulamak için hiçbir yöntemimiz yok.
Tom bunu önerdiğim şekilde yaptı.
Bunu yapmak için daha kolay bir yol var.
Bir köpeği cezalandırmanın en iyi yolu nedir?
tüm gerçekliğiyle ortaya çıkarıyor.
yok yok olmaz ama yinede neyse
neyse bizim konumuz değil o
veya engellemenin bir yolu var mı?
Google bu şekilde büyüdü de büyüdü.
Sanırım bu en iyi yoldur.
Sana o şekilde düşündüren ne?
Seyahat etmek için en iyi yol nedir?
Onun ekmeği özel bir şekilde yapma tarzı var.
Onun konuşma şekli beni rencide etti.
Bunu doğru şekilde yapmak zorundayız.
Aşırı tepki göstermek istemiyorum.
Bunu yapmak için başka yol yok.
Bu pratik yapmak için harika bir yol.
Daha düzgünce yazmalısın.
Para kazanmak için kolay bir yol.
Ben farklı şeyler görüyorum.
Emin olmak için sadece bir yol var.
Ancak hiç kimse bana yardım edemedi.
Onun konuşma biçimini seviyor.
- Onu düzeltmenin bir yolunu bulmalıyız.
- Onu düzeltmek için bir yol bulmak zorundayız.
neyse artık dönelim çocukluğumuza
neyse.. deyip hayatımıza devam ederiz
bunu da senden gizlemiyor zaten
insanları bir yalana inandırmanın yolu ise
Sindirilmiş bir şekilde hayatlarına devam etmeye çalışıyor
emin bir şekil de konuşmak ta yarala dı
neyse konumuza dönelim
Zaten çok mühim birisi değil canım
İngilizce öğrenmenin en iyi yolu nedir?
Başka yolu yok.
Başka bir yol bulacağız.
Tom onu benim yaptığım aynı şekilde yaptı.
Bir yolunu bulursun.
Sonuçtan hiç memnun değilim.
Bazen o oldukça garip biçimde davranır.
İstediğiniz gibi gidebilirsiniz.
Tom bir yolunu bulup nehrin karşısına yüzerek geçmeyi başarmış.
Tom bunu herhangi başka bir yolla istemezdi.
Düşünme tarzını sevmiyorum.
Tom işleri kendi yöntemiyle yapar.
Bunu yapmanın daha kolay bir yolu var mı?
Arkadaşlarımla o biçimde konuşma.
Bunu yapmanın en iyi yolu nedir?
Tom bunu yapmanın bir yolunu bulacak.
Nehri geçmenin bir yolu olmalı.
Gözünüzü bu şekilde kapatın lütfen.
bütün müdahaleler en hızlı şekilde yapıldı
Yani kötülüklerden bu şekilde korunabiliyorlardı
Yani herkesin zamanı farklı işliyor
Araba bozuldu, bu nedenle yürümek zorunda kaldık.
Genel anlamda, tarih kendini tekrar eder.
Tom'un konuşma şekli benim sinirlerimi bozuyor.
Ebeveynlerinle konuşmanın hiçbir yolu yok.
Tom'un asla seni öyle öpmediğine eminim.
Hayallerinizi gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır.
Bence, o en iyi yoldur.
Fransızca öğrenmenin en kolay yolu nedir?