Examples of using "Locais" in a sentence and their turkish translations:
Dünya'nın neresinde olursa olsun...
Biz hep yanlış yerlerde arıyoruz.
Onlar yerel yönetimin üyeleriydi.
Sadece birkaç özel yerde bulunur.
Elbette yerel hastaneler olmalı.
Bu en iyi yerel gazetelerden biridir.
ilaç götürmek isteyen doktorların kullandığı bir güzergâh.
...mezarlıklarda sadece ölümle karşılaşılmaz.
Bazı yerleri de ele geçirmeye başlamışlardır.
...gecenin karanlığıyla sessizliğine erişmek daha da zorlaşıyor.
Küçük yerel çiftlikler endüstriyel boyutta işletmelere dönüştü.
Buna benzer yerler korunabilirse... ...artmaya devam da edebilir.
Ama bacanın önemini kavrayan yerel halk bacayı devre dışı bırakmış.
1029'da, yerel sazlarla desteklenen Danimarkalılar, Olaf'ı sürgüne sürdü.
Ama küçük yaştan itibaren resime olan yeteneği onu başka yerelere taşıyacaktı
Burası, Dünya'nın en kalabalık yerlerinden biri. Nüfusu, 20 milyon.
Ama beslenecek en yakın yerlerin uzaklığı 100 kilometreyi aşabiliyor.
Napoli belediye başkanı, saldırıya uğradıktan kısa bir süre sonra yerel halk tarafından dövülen bir Amerikalı turistten özür diledi.