Translation of "Formas" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Formas" in a sentence and their turkish translations:

Há duas formas de fazer isto.

Tamam, iz sürmek için iki yol var.

- Esta régua pode ser lida de duas formas diferentes.
- Esta régua pode ser lida de duas diferentes formas.

- Bu kural iki farklı şekilde okunabilir.
- Bu kural iki farklı şekilde yorumlanabilir.

Em locais isolados, sem outras formas de acesso.

ilaç götürmek isteyen doktorların kullandığı bir güzergâh.

A língua pode ser usada de muitas formas.

Dil çeşitli şekillerde kullanılabilir.

Por sorte, há muitas formas de encontrar o sucesso.

Neyse ki başarıya ulaşmanın bir sürü yolu var.

Há várias formas de se chegar na casa dela.

Onun evine ulaşmak için çeşitli yollar vardır.

Vamos voltar e descobrir outras formas de encontrar a civilização?

Geri dönüp medeniyeti farklı yollardan bulmaya çalışalım mı?

Há duas formas de fazer isto. Podemos usar um pau.

Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır...

E Sigal diz que existem 3 formas de fazer isso:

Sigal bunu yapmanın üç yolu olduğunu söylüyor:

A espiral é uma das formas geométricas mais encontradas na natureza.

Spiral doğada en yaygın geometrik biçimlerinden biridir.

Todas as formas de vida têm um impulso instintivo para sobreviver.

Bütün hayvan türleri yaşamak için içgüdüsel dürtüye sahiptir.

Os predadores têm de desenvolver formas mais sofisticadas de enganar as presas.

Yırtıcılar, avlarını alt etmenin karmaşık yollarını bulmak için evrimleşmek durumunda.

... descobrimos as formas espantosas como os animais conquistam este novo mundo noturno.

...hayvanların, bu yeni gece dünyasını şaşırtıcı yöntemlerle nasıl fethetmekte olduğunu keşfediyoruz.

Estou aqui para ajudar de todas as formas que estiverem ao meu alcance.

Elimden geldiği kadar herhangi bir şekilde yardım etmek için buradayım.

Outras formas de vida provavelmente existem lá fora e talvez em muitos lugares.

Muhtemelen oralarda ve belki de birçok yerde başka yaşamlar vardır.

Há duas formas de fazer isto. Podemos usar um pau. Usamo-lo para prender a cabeça.

Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır... ...ve onunla başını yakalarız.

Um bebé, com apenas algumas semanas... ... finalmente pode associar formas aos sons que ouvia por entre as árvores.

Sadece birkaç haftalık bir bebek bu. Ağaçların arasından duyduğu sesler sonunda gözünde somutlaşıyor.

E está a obrigar os animais a encontrar novas formas de ter sucesso à noite. CIDADES QUE NÃO DORMEM

Hayvanları, geceyle başa çıkmak için yeni yöntemler bulmaya itiyor. UYUMAYAN ŞEHİRLER

O Tom diz que ama a Mary; na realidade, de qualquer das formas, ele apenas quer o dinheiro dela.

Tom Mary'yi sevdiğini söylüyor; ancak gerçekte onun parasının peşinde.

O caráter obrigatório da escolaridade raramente é analisado na variedade de trabalhos dedicados ao estudo das várias formas de desenvolver dentro das crianças o desejo de aprender.

Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.