Translation of "Idoso" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Idoso" in a sentence and their turkish translations:

O idoso se sentou.

Yaşlı adam oturdu.

O idoso parecia sábio.

Yaşlı adam akıllı görünüyordu.

O idoso morreu de fome.

Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.

Um carro atropelou o idoso.

Yaşlı adam bir araba tarafından ezildi.

Aquele idoso foi enganado pelo vendedor.

Yaşlı adam satıcı tarafından dolandırıldı.

- Tom era velho.
- Tom era idoso.

Tom yaşlıydı.

- Um velho apareceu.
- Um homem idoso apareceu.

Yaşlı bir adam çıkageldi.

O idoso deu-lhe uma boneca pequena.

Yaşlı adam ona küçük bir bebek verdi.

Aquele idoso acompanhava-se de seus netos.

Yaşlı adama torunu tarafından eşlik edildi.

Este idoso cruzou a estrada com grande precaução.

Yaşlı adam yolu dikkatlice yürüyerek geçti.

- O velho mora sozinho.
- O idoso mora sozinho.

- Yaşlı adam tek başına yaşıyor.
- Yaşlı adam kendi başına yaşamaktadır.

O idoso acompanha-se sempre de seu neto.

Yaşlı adama her zaman torunu eşlik eder.

Um idoso sentou perto de mim no ônibus.

Yaşlı bir adam otobüste yanıma oturdu.

O idoso chamou ao brinquedo de madeira Pinóquio.

Yaşlı adam ahşap bebeğe Pinokyo adını verdi.

Ela ajudou o idoso a atravessar a rua.

O, yaşlı adamın caddeyi geçmesine yardım etti.

- Tom é um velho.
- Tom é um homem idoso.

- Tom yaşlı.
- Tom yaşlı bir adam.

Ela ajudou um homem idoso a atravessar a rua.

O, yaşlı bir adamın yolu geçmesine yardım etti.

Ele é um idoso e deveria ser tratado como tal.

O yaşlı bir adam ve o biçimde muamele edilmelidir.

O idoso que você viu ainda há pouco é o meu avô.

Az önce gördüğün yaşlı adam benim büyükbabam.

- Ela ajudou o idoso a atravessar a rua.
- Ela ajudou o senhor a atravessar a rua.

O, yaşlı adamın caddeyi geçmesine yardım etti.

- Ele deu lugar para um idoso no trem.
- Ele deu lugar para um homem velho no trem.

- O, trende yaşlı bir adama yer verdi.
- O, trende yaşlı bir adam için yer açtı.

Tom era tão velho que até os mais antigos da aldeia o conheciam apenas como um homem idoso.

Tom o kadar yaşlıydı ki, köydeki en yaşlılar bile onu yalnızca yaşlı bir adam olarak tanıyordu.