Examples of using "Velho" in a sentence and their turkish translations:
O yaşlı.
Bu çok eski.
Bu eski.
Ben yaşlıyım.
O çok yaşlıydı.
Tom yaşlı.
- Tom çok yaşlı.
- Tom çok fazla yaşlı.
Hangisi eski?
Yaşlanıyorum.
O yaşlıdır.
Eski bir arabam var.
En yaşlı benim.
Bu kitap gerçekten eski.
Kahverengi şapka eski.
O yaşlı.
Bu eski bir kitap.
Baksanıza, eski bir fıçı!
ağabey fenalık geldi
Yaşlı adam üzgün görünüyor.
Ben eski bir araba satın aldım.
O çok yaşlı.
Tom daha yaşlıdır.
Şu kitap eski.
Yaşlı adam üzüntülü bir şekilde güldü.
Tom çok yaşlı görünüyordu.
- Yaşlı adam tek başına yaşıyor.
- Yaşlı adam yalnız yaşıyor.
- Yaşlı adam kendi başına yaşamaktadır.
Yaşlı köpek havladı.
Bu eskiyor.
Tom yaşlı görünmüyor.
Yaşlı değilim.
Tom oldukça yaşlı.
- Adam yaşlıdır.
- Adam ihtiyar.
Tom çok yaşlıydı.
Ekmek bayattır.
Yaşlı adam yavaşça yürüdü.
O kaç yaşında!
Bu kitap eski.
O eski bir piyano.
O eski bir piyano.
Tom çok yaşlı.
Yaşlandın ve inatçı oldun.
O benim eski bir arkadaşım.
Bu beni yaşlı hissettiriyor.
Tom yeterince yaşlı değil.
Tom çalışamayacak kadar çok yaşlı.
Ben yaşlıyım.
Araba eski ama iyi.
Abimin bıyığı var.
Sen zaten huysuz yaşlı bir adam oldun mu?
Eski bina yıkıldı.
Onlardan hiçbiri yaşlı görünmüyordu.
O benim eski arkadaşım.
Hiç eski bir binada yaşadın mı?
O yaşlı ve deli.
- O senin için çok yaşlı.
- O sizin için çok yaşlı.
Tom çok yaşlı değil.
Tom'un eski bir arabası var.
O kadar da yaşlı değilim.
Ben yaşlı bir adamım.
Ben ondan daha yaşlıyım.
Eski bir arkadaşımı gördüm.
Yaşlanıyorum ve yoruluyorum.
Eski kitap küflüydü.
Onun için çok yaşlıyım.
Tom en yaşlı.
O köpek kaç yaşında!
O kadar yaşlı değilim.
Eski bir arabam var.
Ben senden çok daha yaşlıyım.
Düşündüğünden daha yaşlıyım.
Hiç kimse öğrenmek için çok yaşlı değildir.
Tom babandan daha yaşlı.
çıngırak olurlardı .
Yaşlı adam benimle Fransızca konuştu.
Yaşlı adam beş kilometre yüzmeyi denedi.
Eski kale harabeye dönmüştü.
- O, yaşına göre yaşlı görünüyor.
- O yaşına göre yaşlı görünüyor.
O, en büyük oğul.
Şimdi eski bir kaledeyim.
O yaşlı adam büyük bir balık yakaladı.
En büyük ağabeyim bekardır.
Babam eski saatimi tamir etti.
Benim ağabeyim bir öğretmendir.
- Onun yaşlı kedisi hâlâ hayatta.
- Onun eski kedisi hâlâ hayatta.
Tom eski bir arkadaşım.
O, Tom'dan daha yaşlıdır.
Ben senden daha yaşlı mıyım?
Kendimi yaşlı hissediyorum.
Tom yaşlıydı.
Büyük bir erkek kardeşim var.